134

«Kim dünya mükâfatını isterse bilsin ki dünyanın da, âhiretin de mükâfatı Allah'ın katındadır. Allah söylenenleri işitici ve yapılanları görücüdür.»

Dünya nimetlerini elde etmek isteyenler bilsinler ki, dünyanın nimetleri de, âhiretin mükâfatları da Allah'ın katındadır. Yaratmış olduğu varlıkların rızkını veren O'dur. Yine âhirette de onları mükâfatlandıracak ve mücâzatlandıracak olan O'dur. Allah'tan başka rızık verecek olan da mükâfatlandıracak olan da, cezalandıracak olan da yoktur. Buna kimsenin gücü yetmez.

Bazılarına göre bu âyet-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Müşrikler «Bizi yaratan ve rızıklandıran Allahtır» demişler, buna rağmen âhireti inkâr etmişlerdi. Yüce Allah onların durumlarını haber verip şöyle buyurmuştur: «Kim dünya mükâfatını isterse bilsin ki dünyanın da, âhiretin de mükâfatı Allah'ın katındadır.»

Allahü teâlâ âhireti isteyenlere âhireti, dünyayı isteyenlere de dünyayı verir. Herkese dilediğini ihsan eder, dünyâyı isteyip de, âhireti unutanlar, âhiretin nimetlerinden mahrum olurlar.

Bazı tefsirciler şöyle demişlerdir: Cehennemde bir dere vardır ki, cehennem her gün ondan Allah'a sığınır. O dere halka gösteriş için Kur'an okuyanların cezalandırılacağı yerdir. Gösteriş için Kur'an okuyanların, va'z u nasihat edenlerin cehennemde gidecekleri yer orasıdır. Görülüyor ki, Allah rızası için yapılmayan hiçbir ibadetin faydası yoktur. Ancak Allah rızası için yapılan ibadetlerin, okunan Kur'an'ların ve sadakaların faydası vardır. Yüce Allah söylenenleri işitici, yapılanları görücüdür. O'nun bilgisinden hiçbir şey gizli kalmaz, kullarının niyetlerine göre mükâfat ve mücazat verir.

134 ﴿