3 «Hem Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra Ona tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin. Her fazilet sahibine, hakettiğini versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben sizin başınıza büyük bir günün azabından korkarım.» Ey insanlar, şirk ve küfürden tevbe edin, günahlarınızın afvi için Rabbinizden mağfiret dileyin. İbadetlerinizi yapın' Allah'ın emirlerini yerine getirin, yasaklarından sakının, tâ ki dünyada hayatınızın sonuna kadar güzel bir maişetle sizi geçindirsin, âhirette de amellerinizin mükâfatı olarak cennet nimetlerini ihsan etsin. Yüce Allah iman edip, güzel ameller işleyenlere mükâfat ve ihsanını, iman etmeyenlere de, inkâr ve küfürlerinin cezasını verir. 'Hem Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin. Her fazilet sahibine, hakettiğini versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben sizin başınıza büyük bir günün azabından korkarım.» Ayette ifade edildiği gibi iman edenler mükâfatını, iman etmeyenler de cezalarını göreceklerdir. Said ibn Câbir (radıyallahü anh), faziletin mânâsını şöyle açıklamıştır; Yüce Allah her fazilet sahibine kendi fazlından on sevap verir. Bu, kulun yapmış olduğu iyi amelin karşılığıdır, her iyi amele on sevap verilir. Yine her kötü amele de Yüce Allah kendi fazlından bir günah yazar ve kulun işlemiş olduğu her günah bir sevabını götürür, dokuzu geride kalır. İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)'un görüşü de böyledir. İbn Mes'ûd «Amellerin tartıldığı kıyamet günü yazılan bir günahı, yazılan on sevabından daha ağır gelenlere yazıklar olsun» demiştir. |
﴾ 3 ﴿