YÛSUF SÛRESİ

Bu mübarek sûre, Kur'âa-ı Azîmüşşân’ın on ikinci sûresi olup, yüz on bir âyettir. Mekke'de nazil olmuştur. Yûsuf (aleyhisselâm)'dan bahsettiği için aynı ismi almıştır. Nüzulü hakkında birkaç rivayet vardır. Söyle ki: Yahudi bilginleri müşriklerin ileri gelenlerine şöyle demişlerdi: «Muhammed'e sorun. Yakub'un aile efradı Şam'dan Mısır'a niçin gitti ve Yûsuf un kıssası nedir?» Bunun üzerine Allahü teâlâ bu sûreyi inzal buyurmuş ve Peygamberine Yûsuf (aleyhisselâm) hakkında en mükemmel bilgiyi vermiştir. Bu sûrenin nüzulüne kadar müşrikler Yûsuf (aleyhisselâm) hakkında böyle bir ma'lûmata sahip değillerdi. Yûsuf süresi de, diğer sûreler gibi Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in peygamberliğine delâlet etmektedir. Diğer bir özelliği, beşeriyet alemindeki garip olayları bildirmesidir. Aynı zamanda bir peygamber nanızedinin, başına gelenlere sabrederek, sebat ederek ne gibi yüce makamlara yükseldiğini insanlığa göstermektedir.

1

«Elif, Lam, Râ. Bunlar, hakkı açıklayan kitabın âyetleridir.»

Bu sûre-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Yahudi bilginleri müşriklere «Peygamberlik iddiasında bulunan Muhammed'e Yakub (aleyhisselâm) ile oğulları Şam'dan Mısır'a niçin gittiler ve bu olay nasıl cereyan etti sorun?» derler. Bunun üzerine Allahü teâlâ Yûsuf süresini inzal eder ve şöyle buyurur: «Yâ Muhammed, müşriklerin sana sorduklarını bilir ve görürüm. Sana Yakut ile Yûsuf'un kıssasını sorarlar. Ben, Yûsuf ile kardeşleri arasında neler olduğunu biliyorum, halkın bilmediklerini ve görmediklerini de biliyorum. Bizim bilgimizden hiçbir şey gizli değildir. Yûsuf ile Yakub'un kıssasını sana nakledeceğimizi Tevrat'ta bildirmiştik. Bunlar, haramı helâli, imanı küfrü, iyiyi kötüyü, hakkı bâtılı açıklayan kitabın âyetleridir.

1 ﴿