54

«Hükümdar: "Onu bana getirin, kendime müsteşar edineyim" dedi. Kendisiyle de konuşurken: "Bugün nezdimizde şerefli bir mevki sahibisin, emniyet ve itimadı hâizsin" dedi.»

Mısır Meliki Reyyan, Yûsuf (aleyhisselâm)'un ilim ve zekâsmdaki üstünlüğü öğrenince: «Onu bana getirin, kendime müsteşar ve yardımcı edineyim» der. Bunun üzerine Yûsuf (aleyhisselâm), zindandan çıkartılır, krala getirilir. Kral, kendisine çeşitli sorular sorar, hepsinin cevabını delilleriyle alır. Bu defa Yûsuf (aleyhisselâm), melike İbranice konuşur, melik anlamaz, hangi lisan olduğunu sorar. Yûsuf (aleyhisselâm) «Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un dili» der. Melikle tekrar Arapça konuşur, melik onu da anlamaz, hangi lisan olduğunu sorar. Yûsuf (aleyhisselâm) -Amcam İsmail'in lisanı- der. Melik, Yûsuf (aleyhisselâm)'un bu denli üstün kabiliyetini görünce «Bugünden itibaren benim müsteşarım ve yardımcımsm. Bizim katımızda şerefli bir mevkiye sahipsin, dilediğin gibi tasarruf edebilirsin» der. Bunun üzerine-Yûsuf (aleyhisselâm), krala «Beni memleketin hazineleri üzerine memur et» der, Kral da Yûsuf (aleyhisselâm)'un isteklerini kabul eder.

54 ﴿