7

«O halde kim de bunların ötesini isterse şüphe yok ki, onlar haddi aşanlardır.»

Bu âyet-i celilelerde kimlerin felaha ve saadete ereceği bildiriliyor. O felaha erecek olanlar âyette şöyle sıralanıyor: Mü’minler, namazlarını huşu ile ve dosdoğru kılanlar, gece gündüz tazarru ile Rablerine yalvaranlar, gıybetten, "boş sözlerden yüz çevirenler, mallarının zekâtını verenler ve Allah yolunda infak edenlerdir. Onlar mahrem yerlerim korurlar, harama asla el uzatmazlar. Nikâhlı hanımlarından ve cariyelerinden, başkasına yaklaşmazlar. İşte felaha erenler bunlardır.

Haddi aşıp Allah'ın emirlerini çiğneyenler ise asla felaha eremezler. Kim nikâhlı hanımından ve eli altındaki cariyeden başkasını isterse onlar Allah'ın hududunu çiğnemiştir. Allah'ın hududunu çiğneyenler ise zalimlerin ta kendisidirler. Onlar Allah'ın yasaklarından dönüp emirlerim yerine getirmedikçe asla felaha, kurtuluşa, saadete, huzura ve rahmete kavuşamazlar.

Bu âyet-i celilede el ile tatmin olmanın haram olduğuna dair delil vardır. Bu hususta ulemâ ittifak etmiştir. Fakat İbn Cerir şöyle demiştir: «Ata'ya bu hususu sordum, mekruh olduğunu söyledi. Ama kıyamet günü elleri hamile bir kavim haşrolunacaktır, «nsden bunların elleri hamiledir» diye sorulduğunda, bunlar elleriyle tatmin oluyordu denilecektir diye duymuştum» der. Sa'd ibn Cebir «Allahü teâlâ elleriyle zekerlerini uyandıranlara azap eder» demiştir. Elle tatmin olmakta bedenî bir takım arızalar meydana gelmektedir. Dinen yasak olduğu gibi, tıbben de yasaktır. Çünkü birçok tıbbî mahzurları vardır. Kurtuluşu, iki cihan saadetini, felahı, huzuru, rahmeti isteyen mü’minler, Allah'ın hududuna riayet edip bu gibi fiillerden sakınmalıdırlar. Harama asla yaklaşmamalıdırlar ve ilâhi emirlere sımsıkı sarılmalıdırlar.

7 ﴿