2 «Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer deynek vurun. Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız Allah'ın dini hususunda bunlara acımayın. Mü’minlerden bir topluluk da bunların azabına şahit olsun.» Bu âyet-i celilede zina eden kadınla, zina eden erkeğe verilecek olan ceza bildirilmektedir. -Zina eden kadınla, zina eden erkek hür, akıl baliğ ve başlarından da sahih bir nikâh geçmemiş ise ceza olarak her ikisine de yüzer deynek vurulur. Cumhura göre, yani âlimlerin ekserisine göre de bir yıl vatanından uzaklaştırılırlar. Bu ilâhî emirde ibretler ve hikmetler vardır. Bu ibretler başkalarının bundan ibret alıp o çirkin fiilden uzaklaşması, ahlâkın dejenere olmaması, aile mefhumunun ve neslin dejenere olmaması, huzurun ve saadetin bozulmamasıdır. Bu çirkin fiil bütün bunları yok eder. Bundan dolayı Yüce Halik onlar hakkında şöyle buyuruyor: «Eğer siz Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız Allah'ın dini hususunda bunlara acımayın.» Şayet bunlara acırsanız o zaman Allah'ın hükmünü zayi etmiş olursunuz. Allah, kullarına sizden daha çok merhamet eder. O, kullarının dünyada yaptığı her suçun karşılığını koymuştur, onun tatbikiyle âhiretteki cezası azalır. Siz Allah'ın koyduğu hududu tatbikten asla sakınmayın ki, âhiretteki cezaları artmasın. Ey iman edenler, gerçekten siz Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız Allah'ın hükümlerini yerine getirin. Bir de onlara bu cezayı tatbik ederken başkalarına ibret olması bakımından yanlarında mü’minlerden bir topluluk bulundurun. Zina suçunu işleyenlerin cezalandırılması esnasında yanlarında bir topluluğun bulunması, bu suçu işlemek isteyenleri bundan vazgeçireceği gibi, işleyenlerin de ne duruma düştüklerinin bilinmesini sağlar, Böylece başkalarının da bu yola düşmesi önlenir. Zina edenlere celdenin vurulması Kur'ân-ı Kerîm'le, recim ise sünnetle sabittir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) zina eden evlileri recmedip evli olmayanları da, yüz deynek vurarak cezalandırdığından, evlilere recim, evli olmayanlara da sopa cezası tebeyyün etmiştir. Bundan anlaşılıyor ki bekârın cezası celde, evli olanın cezası ise recim etme, yani öldürmedir. Sahih bir nikâhla başından evlilik geçmiş olan Müslim, hür ve akıl baliğ olan kişi doğru ve dürüst yolu öğrenmiş kimsedir. Onun, bu yoldan ayrılıp zinaya sapması fıtratının bozukluğunu belirtir. Bunun için o ağır cezaya müstehaktır. Fakat tecrübesiz, gafil ve nefsinin isteklerine uyan bekâr böyle değildir. Zina fiilinin karakterinde de ayrılık vardır. Bu fiilde önceden tecrübesi olan evli tecrübesi sayesinde bu fiilden, bekârdan daha fazla zevk alır ve buna rağbet gösterir. Bundan ötürü evli daha şiddetli bir cezaya müstehaktır. Yukarda ifade edildiği gibi sadece bekârın cezasını zikrederek bunu uygulama hususunda müsamahakâr ve gevşek davranmamayı şiddetle emreder ve şöyle buyurur: «Zina eden kadın ve zina eden erkeğin herbirine yüzer deynek vurun. Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini hususunda bunlara acımayın. Mü’minlerden bir topluluk da bunların azabına şahit olsun.» Bu âyet-i celile, suçluları cezalandırmada kesinlikle acımamayı, Allah'ın dininde ve hakkında gevşek davranıp cezadan vazgeçmemeyi ve merhamet etmemeyi ifade eder. Ayrıca bu cezayı mü’minlerden bir topluluğun gözleri önünde infaz etmek, bu fiilin failleri ile şahitlerin nefislerinde daha acı ve daha etkili olur. İnsana bu düşkünlükten uzaklaştırma düşüncesi İslâm'ı zinanın cezası hususunda şiddetli davranmaya sevketmiştir. İslâm, tabiî arzulara karşı olmadığı gibi, kötü de görmez. Sadece bunları düzenler, hayvani seviyeden ruhî ve içtimaî seviyeye yükseltir. Zina ise insandaki fıtrî değeri, ruhî incelikleri ve ulvî arzuları hayvanda olduğu gibi çirkin ve iğrenç olarak gösterir. Bununla beraber İslâm, bu fiilin vukuunu önleyici ve cezanın da ancak sabit ve şüphe götürmez hallerde uygulanmasını sağlayacak teminatı gerçekleştirdikten sonra ceza hususunda ancak bu kadar şiddetli davranmaktadır. İslâm mütekâmil bir hayat düzenidir. Onun esası ceza değildir. Onun gayesi, nezih bir hayatı sağlamaktır. Bu mükemmel ve güzel olan hayatı bırakarak kendi arzusu ile şehvet bataklığına düşenlere ise bu cezayı uygular. Zina eden bir suçlu hakkında recmin tatbik edilebilmesi için şu şartların bulunması lâzımdır: 1- Suçlunun müslünıan olması, 2- Akıl ve baliğ olması, 3- Başından sahih nikâh geçmiş olması, 4- Suçun İslâm diyarında işlenmiş olması, 5- Bu suçu işleyen kimse haram olduğuna vakıf olmalıdır, 6- Zina diri olan bir insanla yapılmalıdır, 7- Bu suç tenasül yoluyla vuku bulmalıdır. |
﴾ 2 ﴿