3 «Zina eden erkek ancak zina eden veya müşrik olan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan bir erkek evlenebilir. Bu mü’minlere haram kılınmıştır.» O halde bu fiili işleyenler mü’min oldukları halde bunu işlemezler. Ancak bunlar imandan ve iman duygusundan uzak bir ruh haleti içindedirler. Bunu irtikâp ettikten sonra da, mü’min olan nefs bu çirkin fiili işleyerek imandan çıkan nefsle bir nikâh altında toplanmaya razı olmaz. İmam-ı Ahmed de zina eden bir erkekle iffetli bir kadının ve iffetli bir erkekle zina eden bir kadının böyle bir bağla bağlanmalarının haram olduğunu söylemiştir. Âyet-i celile bir mü’minin zina eden bir kadınla, mü’min bir kadının da zina eden bir erkekle evlenmekten nefret edeceklerini ifade etmektedir. Bu rivayet mü’min bir adamın tevbe etmedikçe zina eden bir kadınla ve mü’min bir kadının da zina eden bir adamla nikâhlanmasının haram olduğunu ifade eder. İmam-ı Ahmed delil olarak bu rivayeti almıştır. Bazıları da bunun dışında bir görüşe sahiptir, şöyle ki: Mekke'den Medine'ye hicret eden muhacirler içinde çok fakir ve kimsesiz olanlar vardı. Onların evlenip ev kuracak hiçbir şeyleri olmadığı gibi, kendilerine yardımda bulunacak akrabaları da yoktu. O sırada Medine'de kendilerini kiraya veren ve bu yoldan da servet temin eden kadınlar vardı. Yoksul ve kimsesiz muhacirler bunlarla evlenip hem kendilerinin bir yuva sahibi olmaları ve hem de onları bu kötü yoldan kurtarmak için Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istemişlerdir. O zaman bu âyet-i celile nazil olarak şöyle buyurulmuştur: «Zina eden erkek ancak zina eden veya müşrik olan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan bir erkek evlenebilir. Bu mü’minlere haram kılınmıştır. ”Bir rivayete göre bu hüküm, âyet-i kerimesiyle nesh edilmiştir. Çünkü âyette geçen «eyamâ» kocaları olmayan kadınlar demektir ki, bu tabirin zina eden kadınlara da şümulü vardır. |
﴾ 3 ﴿