5

«Meğer ki bundan sonra tevbe edip ıslâh olalar. Şüphesiz ki Allah çok yarlığayıcı, çok merhamet edicidir.»

Muhsan denen, iffetli, hür, dul veya evli veyahut da bekâr kadınları kesin delil olmaksızın itham edenler elbette başı boş bırakılacak değillerdir. Onlar iftira ettikleri kadınların zani olduklarına dair dört şahit getiremezlerse, o müfterilere seksen deynek vurulması emredilmiştir. Kur'ân-ı Kerîm zina isnat etme cezasında da sert davranmış ve onu zina cezasına yakın olarak mütalâa etmiştir. Müfteriye seksen deynek vurulmasını ve şahitliğinin de ebedi kabul edilmemesini emretmiştir. İşte İslâm namuslu kadınlara iftira edeni böyle cezalandırıyor. Namuslu bir kadına iftira eden kimseye seksen deynek vurulmasıyla bedeni, ebedi şahadetinin kabul edilmemesiyle de içtimaî cezaya çarptırıyor. Şayet iftira edenlere bu ceza tatbik edildikten sonra tevbe edip ıslâh olurlarsa, Allahü teâlâ günahlarını bağışlar, kusurlarını örter. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor: «İffetli kadınlara iftira atan, sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen deynek vurun. Onların şahitliğim ebediyen kabul etmeyin. İşte onlar fâsıkların ta kendileridir. Meğer ki bundan sonra tevbe edip ıslâh olalar. Şüphesiz ki Allah çok yarlığayıcı, çok merhamet edicidir.»

İslâm âlimleri had cezası tatbik edilen müfterilerin tevbe ettikten sonra şahadetlerinin kabulü hususunda ihtilâf etmişlerdir. Bazılarına göre, namuslu bir kadına iftira eden kimse bilâhare bundan dönüp tevbe ettikten sonra, kendisine ister had cezası tatbik edilsin, ister tatbik edilmesin şahadeti kabul edilir. Bazılarına göre ise, had cezalı tatbik edildikten sonra tevbe edip ıslâh olursa o zaman şehadeti kabul edilir. Çünkü tevbe ile fâsıklık kendisinden zâil olur. Hazret-i Ömer ve İbn Abbas'ın görüşü de bu meyandadır.

5 ﴿