20 «Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, sokaklarda gezinirlerdi. Sabreder misiniz diye sizi birbirinizle deneriz. Ve Rabbin her şeyi hakkıyla görendir» Kâfirler, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ta'n ederek «Muhammed, nasıl peygamberdir? Bizim gibi yer, içer, sokaklarda dolaşır; halbuki peygamberler yemez, içmez, sokaklarda dolaşmaz» demişlerdir. Halbuki peygamberler de beşerdir, onların da yemeye, içmeye, gezmeye, evlenmeye, istirahate, uykuya, çalışmaya, konuşmaya ihtiyacı vardır. Allahü teâlâ insanoğluna kendi cinsinden peygamber göndermiş, hatta her millete kendi içinden peygamber göndermiş, hiçbir zaman meleklerden peygamber göndermemiştir. Hâlik-ı Zülcelâl bunu şöyle beyan ediyor: «Ya Muhammed, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, sokaklarda gezinirlerdi. Sabreder misiniz diye sizi birbirinizle deneriz. Ve Rabbin her şeyi hakkıyla görendir.» Bütün peygamberler yerler, içerler, sokaklarda gezinirler. Bu özellik sadece Hazret-i Muhammed'e mahsus değildir. Yukarda da ifade edildiği gibi peygamberler de beşerdir. Beşerin ihtiyaç duyduğu şeylere onlar da ihtiyaç duyacaktır. Bu bakımdan peygamberlerin yemesi, içmesi tabiidir. Allahü teâlâ kullarını birbiriyle dener. Onlardan kimini fakirlikle, kimini zenginlikle, kimini hastalıkla, kimini çeşitli musibetlerle, kimini çocuklarıyla, kimini komşularıyla dener. Hâlik-ı Zülcelâl kullarını çeşitli yollarla, muhtelif vasıtalarla imtihana tâbi tutar. Bu bakımdan kul her haline hamd edip Allah'ın verdiği nimetlere şükretmelidir. Çünkü bizi var eden de, yok eden de, bize veren de, alan da O'dur. Bize düşen, her halimize hamd etmek, verilen nimetlere şükretmek ve Allah'tan gelene sabretmektir. |
﴾ 20 ﴿