|
24 «Onun ve kavminin Allah'ı bırakıp güneşe secde eder olduklarını gördüm. Şeytan onların yaptıklarını güzel göstermiş ve onlan doğru yoldan alıkoymuştur. Bu yüzden onlar doğru yolu bulamazlar.» Çok geçmeden Hüdhüd gelir, kendisini affettirmek için Süleyman (aleyhisselâm)'a şöyle der: «Ey Allah'ın peygamberi, ben sizin bilmediğiniz bir şey öğrendim, onun için geciktim. Size Seb'e vilâyetinden gerçek bir haber getirdim.» Bunun üzerine Süleyman (aleyhisselâm), Hüdhüd'e getirdiği haberin ne olduğunu sorar. Hüdhüd bunu şöyle nakleder: Seb'e vilâyetinin melikesi olan Belkıs adında bir kadın buldum. O, Kâhtan kabilesinden Serâcîl'in kızıdır. Babası da padişah imiş, dedesinin kırk oğlu olup hepsi padişah imişler. Padişah olarak en son Belkıs’ın babası kalmış. Kimseyi kendisine lâyık görmediği için insan cinsinden evlenmemiş, cinlerden evlenmiş, bu evlilikten de Belkıs adında bir kızı olmuş. Babası ölünce bu kız tahta geçmiş ve Yemenin hükümdarı olmuştur. Bu tahta geçince kavmi ikiye ayrılmış, bir kısmı tâbi olmuş, bir kısmı tâbi olmamıştır. Kendisine tâbi olmayanlar, içlerinden kendilerine bir başkan seçmişler. Seçtikleri başkan kısa bir nıüdet sonra ahlâksızlık yapmaya başlamıştır. Halk bunu seçtiğine pişman olmuş, memleketlerinden çıkarmak istemişler, fakat buna muvaffak olamamışlar. Bu durum Belkis'a bildirilmiş, Belkıs onu tuzağa düşürmek için kendisine cazip bir teklifte bulunmuş, o da bu teklifi kabul etmiş. Belkıs ona evlenme teklifinde bulunmuş, o da bu teklifi kabul ederek evlenmişler. Gerdek gecesi Belkıs ona sarhoş olana kadar içki içirraiş, sarhoş olduktan sonra da kafasını kesip sarayının kapısına astırnaştır. Bundan sonra ayrılanlar da Belkıs'a tâbi olmuşlar. Belkıs’ın altından yapılmış, kırmızı ve yeşil yakutla süslenmiş, gözleri kamaştıran çok güzel bir tahtı vardır. Onun memleketi çok güzel, bağ ve bahçeleri yeşillik, bolluk, halkı refah içindedir. O ve kavmi, Allah'ı bırakıp güneşe secde ediyorlar, şeytan onların yaptıklarını kendilerine güzel göstermiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bu yüzden onlar doğru yolu bulamazlar. Biz, onları sana itaata mecbur edip mülklerine de hâkim olalım.» İmam-ı Mukâtil'in rivayetine göre Belkıs’ın tahtının genişliği seksen, yüksekliği ise otuz arşındır. Hüdhüd konuşmasına devam eder. |
﴾ 24 ﴿