3

"Onu hatıra hayâle gelmeyecek bir cihetten de rızıklandırır. Kim Allah'a güvenip dayanırsa O, kendisine yetişir. Şüphesiz ki Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü tâyin etmiştir."

Bir mü’min Allah'ın "Rezzâk" olduğuna tam inanırsa ve "hakîki rızkın kefilinin O olduğuna" inana tam olursa Allah, onun rızkını sürpriz gelişmelerle ihsan eder. Şiddet ânında sabrederse rızkını genişletir. Savaş anındaki zorluklara katlanırsa "ganimet ve yeni ülkeler" ihsan ederek rızkını genişletir.

Salim b. Ca'der rivayet ediyor: Eşcâ' kabilesinden bîr kişi düşmana esîr oldu. Babası geldi oğlunun durumunu peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bildirdi. Kâfirlerden şikâyet etti. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Sabret, işi Allah'a havale et." Adam da sabretti. Allah da oğlunu kurtardı. Hem de "ganimetlerle" döndü.

Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh)'ın rivayeti biraz değişik şöyle ki: Avf b. Mâlik Eşcaî Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi ve: "— Ya Rasûlallah! Oğlumu düşman esir aldı. Annesi yana-yakıla ağhyor-sızlıyor. Bana ne buyurursun? dedi. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "— Sen de hanımın da çokça (Lâhavlevelâkuvvete illâbillahilaliyyilazîm) deyiniz." buyurdu. Avf (radıyallahü anh) evine geldi ve durumu hanımına da bildirdi. Hanımı: "—Çok kıymetli öğüt vermiş," dedi. Gece-gündüz karı-koca bu zikri çekmeye devam ettiler. Sonunda Hak teâlâ oğullarını tutsaklıktan kurtardı. Hem de o, "bir sürü koyun ganîmetiyle" döndü. Bu âyet-i kerîmenin de gelmesine sebeb oldu bu hâdise. Sanki şöyle buyruluyor: "Hak teâlâ'dan gelen savaş ve benzeri sabrı gerektiren hâdiselere kim sabreder ve şikâyet etmezse üstelik Ona hamdüsenâ ederse Allah onu düştüğü sıkıntıdan kurtarır. Hikâyede geçtiği gibi ummadığı yerden rızıklandırır. Her kim de, işini, üzerine düşeni yaptıktan sonra, Allaha ısmarlarsa, O, onun işini dünyevî ve uhrevî bakımdan onun lehine çevirir. O, ona tek başına yeter! Buna göre belâdan kurtulmak iki türlü olur.

1- Belâyı doğrudan doğruya Allah'ın ondan alması,..

2- Belâya karşı sabretmek ihsan eder. Sonunda yine o sıkıntılardan kurtulmayı ikram etmesi...

Acılan veren Allah'a isyan etmemesi. Onun da razı olması. Allah hükmünü kullan üzerinde icra edendir. Huzuru da zahmeti de, belâyı da rahatı da belli bir dönem veren O'dur. Belâyı O dilemedikçe kimse kaldıramaz. Huzuru da Ondan başkası gerçekleştiremez. Onun verdiği rahatı kimse bozamaz. Kimse vaktinden önce de sonra da ölmez. Hak teâlâ'nın dilemesiyle hepsi bir ölçü dâhilinde gerçekleşir.

3 ﴿