2

"O, ölümü de dirimi de yaratandır..."

Dünyayı yarattı. Eunun içinde olan canlılar için yokluk ve ölüm vardır. Âhireti yarattı ki onun mensûblan ölümsüzdür. Mukatil (radıyallahü anh) der ki "Ölümü yaratmasından maksat (nûtfe-sperma) dır. Babanın belindeyken canlılık belirmemiştir. Ana rahmindeki canlanma yoktur. Hayatı yarattı demek: Ana rahminde insana güzel suret verdi. Onu orda hareketlendirir, Can verir." Kelbî (radıyallahü anh) der ki: "Allahü teâlâ ölümü ablak bir koç suretinde yarattı. Kime uğrasa o hayat bulur. Bir ablak at suretinde olduğu da söylenir. O da kime uğrarsa o canlanır. Ölümü önce zikretti. Böylece kullarını günah işlemekten sakındırdı. Ölümle hayat arasında sanki hiç zaman yokmuş gibi bir intiba veriyor bu peşpeşe ölüm-dirim zikri... Her ölünün ölümü, her dirinin dirimi Ondandır. Kâinatı yarattığı gibi insanların karakterlerini de yarattı. Kimini diriltir, kimini de öldürür.

Ben fakir de şöyle diyorumr "Ölümü önce zikretti ki hayat üzerinde asıl ölümü başta olsun diye. O ölüm yokluktur. Ondan hayat çıkıyor. Nûtfe-menî meydana gelmezden önce mevt-ölüm halindedir. Bir de ölümün önce geçmesi vaazunasîhat içindir. Aklını çalıştıranlara ölümde tam örnek vardır. Nitekim Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)

"Ölüm uyarıcı olarak yeter" buyurmuştur. Cennet-cehennem, hesap, terazi, Mahşerin o şiddetli halleri olmasa bile ölüm insanı dizginlemeye kifayet eder. Âhiret olunca bakış daha dikkatli olmalıdır. Bu dünya bir arınma-temizlenme ve imtihan yeridir.

Nitekim Hak teâlâ şöyle buyurdu

"Hanginizin daha güzel amel edeceğini imtihan etmek için (yarattı).Allah sizi ölümle, hayat arasında bir imtihan sürecine soktu. Sizin hanginizin Allah'a, âhirete, ordaki ebedî hayata muhabbetiniz olduğunu ortaya çıkarmak için sizi bu dünyâda imtihan etmek diliyor. Kiminizin de muhabbeti ve sevgisi bu "aldatıcı yere" olup, çalışmasını, gayretini ona sarfettiğini, böylece Haktan yüz çevirdiğinizi ortaya çıkarmak için ölümü ve dirimi yarattı. Abdullah İbn Ömer (radıyallahü anh) şöyle rivayet ediyor. "Rasûlullah bu âyet-i kerîme hakkında şöyle buyurdu: Hanginiz akıl bakımından daha güzel olacak diye sizi yarattı. Hanginizin haramlardan daha sakıma olduğunu ortaya çıkarmak için sizi dünyâya getirdi ve hanginizin gönlü Allah'a bağlı ve ameli daha makbul olacak diye sizi imtihan için yarattı. Bunun sonunda cenneti yarattı. Ona lâyık amel işleyen kavimler yarattı. Hepsini karıştırıp bıraktı. İkisine de elverişli kimseleri de yarattı. Bunları amel işlemekle imtihan etti. Emirler ve nehiyler buyurdu. Emirlerini tutarak yasaklarından uzaklaşanlara cennet müjdeledi. Aykırı hareket edenleri de cehennem ile tehdit etti. İkisine de müstehak kimseleri yarattı. Bu imtihan Kur'an'da hep geçer. Hakikate erişmek hedeftir. O, ilmiyle bildiği halde bir de bu imtihan dünyasında bilinsin istemiştir.

(Vehüvelazîzülgafûr): O Allah kâfirlerden azâbiyle intikam almaya gücü yetendir. Muhalefet ederler. Onu âciz bırakamayacaklarını bilmelidirler. Onlardan zâtına mahsûs intikamını alıcıdır. O, Gafurdur: Küfür günahından, büyük günahlardan sakınan kâfirleri sapıklıktan hidâyete erdirdiği gibi, inandığı halde büyük günahlara dalıp da sonra tevbe edenleri de bu günah yükünden kurtarandır. Bağışlayıcıdır.

2 ﴿