4 "Tâ ki (Allah) sizin günahlarınızdan bir kısmını yarlığasın. Sizi (azapsız olarak) mukaddes bir müddete kadar geciktirsin. Şüphe yok ki Allah'ın (belirlediği) müddet gelince geri bırakılmaz. Eğer bilseydiniz..." Benim buyruğumu Allah'ın buyruğu bilerek tutarsanız sizi Allah şirk ve benzeri günahlardan anndınr. Allah'ın azabı gelince kimsenin onu önlemeye gücü yetmez. Nûh (aleyhisselâm) "azabı belli bir süre tehirden" bahsetti. Aslında "mukadder olan azabın geciktirilmesi" olmaz. Bu ikisi arasında "bir çelişki" var gibi gözüküyor. Ecelin hepsi gerçekleşir. Allahu Teâlâ, onlar îmana gelselerdi "ibn yıl ömür" tayin etmişti, Ancak küfür üzere olunca "dokuzyüz yıl "da helak etmeyi murat etmişti. Bu vahiyle Nûh (aleyhisselâm)'a bildirilmişti. Bunun için: "Ey kavmim îman ediniz. Eceliniz belli bir süre geciktirile böylece. Ama o takdir edilen ânınız gelse bir nefes bile ömrünüz geciktirilmez. Nûh (aleyhisselâm) tam dokuz yüzelli yıl kavmini Hakka çağırdı. Fakat hiçbir kimse ona inanmadığı gibi üstelik sürekli isyan ettiler, yalanladılar. Sonunda gördük ki hiç bunlardan hayır gelmeyeceğini anladı. |
﴾ 4 ﴿