|
20 "Yine kahrolası, nasıl ölçü yaptı o!" Bu âyet-i kertmenin nüzul sebebi şöyle oldu: Mekkeli azılı İslâm düşmanları "fesat ocağı" olan "Dârün nedve"de toplandılar. Dediler ki: "Bugün Arapların Musa günüdür. Halk bu Muhammed'in etrafında toplanıyor. Onun dâvası her tarafa yayılıyor. Bu durumun hesabını bizi büyük bilen halk sorarsa ne cevap vereceğiz? Sonra da: Delidir, diyelim. Buna bâzıları: Hayır! Onun kelâmını dinleyen akıllı olduğunu anlar, dediler. Başkaları; Şâirdir diyelim dediler. Buna karşı: Hayır. Onu dinleyenler Araplardır. Şiiri iyi tanırlar. Onu sözü şiire hiç benzemiyor. Sizin yalanınız delinir. Kimileri de: Kâhindir, diyelim, dediler. Bu cevap olarak da: Bunlar kâhinleri görüyorlar. Gâybdan haber veriyorlar. Bu Muhammed'in sözleri ulu-orta, saçma-sapan kâhinlerin sözlerine benzemiyor hiç. Velîd ibn Mugîre onlardan bir saat yönünü dönderdi. Düşündü de düşündü. Sonra dedi ki: "Ben onun işini iyice düşündüm. Ona ne demek gerektiğini buldum; Ona sâhir-sihirbâz, diyelim. Sihirle kocayı karısından ayırır. Konu-komşuyu birbirine düşürdü. Aramıza ayrılık tohumu ekti. Ona bu yakıştırma tutar." Hepsi de bunu onayladı. Kim Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) den sorarsa "O büyücüdür," diyecekler. Hak teâlâ bu kurgularını ve plânlarını vahiyle, âyetiyle bildirdi. O Velîd denen mel'ûnun hileleri ve iftiraları da suya düştü. Bir de kendisi dünyada rüsvây oldu. |
﴾ 20 ﴿