İNŞİKÂK SÛRESİ Mekke-i Mükerremede inmiştir. Yirmi beş âyettir. 1 "Gök yarıldığı," 2 "Rabbini dinleyip boyun eğdiği zaman, ki gök zâten buna lâyık olarak yaratılmıştır." Yâ Muhammed! O Mekke'lilere şu gerçeği bildir: Rabbinin kıyamet kopmasıyla ilgili emri yüzünden gökyüzü, Allah'ın bu heybetli buyruğunu işitince parça parça olmuştur. Zâten gökyüzü emri dinleme ve gereğini isteyerek yapmaya uygu yaratılmıştır. 3 "Yer uzatıldığı, " 4 "içinde ne varsa atıp bomboş kaldığı," 5 "Rabbini de dinleyip boyun eğdiği zaman, ki yer zâten buna lâyık olarak yaratılmıştır." Ey şanlı peygamberim! Şunu da Ashâb ü Ümmetine bildir; Allah, yeryüzünü bir hah gibi yayacak. Bunu genişletecek. Bütün yerin altındakiler üstüne çıkacaklar. Yer de bunu isteyerek kabullenecek. Çünkü, buna yetenekli yaratılmıştır. Yeryüzü dümdüz olacak. Dağlar da kaybolacak Ali ibn Hüseyin (radıyallahü anh) Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)' den şunu rivayet ediyor: "Kıyamet günü olduğu zaman, Allah yeri genişletecek. İnsan, yaratık çokluğundan dolayı herkes ancak ayak basacak kadar orada bir yer bulabilecek. Yerin altındaki insan, hazîne hepsi üstüne çıkacak. Yeryüzü içini dökecek. Emâneti yerine getirecek. 6 "Ey insan, sen Rabbine (kavuşuncaya) kadar doğrusu durmayıp didineceksin. Nihayet Ona kavuşacaksın." Ey kâfir adam, tevbesiz güya inanan ve fakat sürekli emirleri çiğneyen, yasaklan da işleyen münafıklar, yaptıklarınız Rabbinizin azametli huzurunda karşınıza çıkacak. Bu bakımdan şerden vazgeçin. İmana gelin. İtaatli olun ki Ona "iyiler olarak kavuşma bahtiyarlığına eresiniz. Rabbinin rızâsını kazanmak azmiyle amel et, işlerini bu niyetle yap. Onun huzurundaki mahcupluk dünyâdaki bir büyüğün önünde işlenen suçtan çok baskındır. Bunu bil. Allah'ın rızasına uymayan amelin ve işin bir gerçek değeri yoktur. Ey kâfir ve nankör insan! Bu gerçeği nefsine iyice kabullendir. Yoksa yoldan çıkarsın. 7 "O vakit (amel) kitabı sağ eline verilen kimseye gelince," 8 "kolayca bir hesap ile muhasebe edilecek o;" 9 "ehline de sevinçli dönecektir." Kıyamet gününde halk iki kısma ayrılacak. Bir kısmının beratları (amel defterleri) sağ ellerine verilecek, Allahü teâlâ "onların kolay hesapla-hesap vermelerini" ferman edecek. Öyle de olacak. Sonra da cennete, yüce Allah'ın kendileri için yarattığı hurilere, cennetlik hanımlarına sevinerek dönecekler. 10 "Amma kitabı arkasından verilen kimse," 11 "derhal helakini temenni edecek," 12 "o şiddetli ateşe girecek." Kâfirlerin sol elleri göğüsleri yarılarak arkadan çıkarılacak ve amel defterleri böyle zahmetli bir halde verilecek. Yüzleri de kapkara olacak. Kafaları da geriye dönecek. Ve eyvah yandım diyecekler. 13 "Çünkü o, ehil içinde bir şımarıktı." 14 "Çünkü o, hakîkaten ve katiyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı." 15 "Hayır. Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi." Kâfir dünyada yaptıklarına, malına şımarıktı. Kendine nimetleri vereni unutmuştu. Öldükten sonra da Rabbine kavuşmayacağını sanmıştı. Hayır, iş o kâfirin zannı gibi değildir. Allah onun her hâline tam vâkıftır. Dünyadaki yaptıklarının karşılığı cezasını verecektir. 16 "Hayır! Andederim o şafaka." 17 "O geceye ve onun derleyip topladığı şey(ler)e," 18 "Bedir hâline geldiği zaman o Ay’a ki," 19 "siz, hiç şüphesiz, o halden bu hâle bineceksiniz." 20 "Öyleyse onlara ne (oluyor) ki îman etmiyorlar?" Şafak vaktine yemîn ediyor Allah. Güneşin batımından sonra görülen kızıllığın ardından gelen beyazlıktır, şafak. O vakit Bizim arif kullarımız ibâdet ederler. Şerden yılarlar. Geçimi temin için gündüz her yere dağılan insanlar ve hatta hayvanlar yuvalarına dönerler. Hepsini karanlık toplar. Ay'a da yemin olsun ki, onun nuru on üç, ondört ve onbeşinci günlerde tamam olur. Hiç karanlık kalmaz dünyâda. Nurlu olur. Allahü teâlâ bunlara andiçerek buyurdu ki: Ey insanoğlu sen halden hâle döndürülürsün böylece. Şöyle ki: Bir damla nûtfeden et-sinir ve suret olup canlanırsın. Dünyaya gelirsin. Belli bir çocukluk dönemi yaşarsın. Sonra kara yağız delikanlı olursun. Sonra evlenirsin. Çoluk-çocuğa karışırsın. Sonra olgunluk dönemini yaşarsın. Nihayet dünyâdaki yolculuğunun en rezil dönemine" (yaşlılık çağına) girersin. Orada her şeyini hemen hemen kaybedersin. Bize ister istemez dönersin. Ama içini büyük bir hasret kaplar: Hem yaptıklarına, hem de isteyip de yapamadıklarına!.. Sonra da ölüm şerbetini içersin. Uykuya benzer "bir berzâh-kabir hayatı" yaşarsın. Kıyamete değin bu sürer. Düşün Hazret-i Âdem (aleyhisselâm)' den beri azap içinde bekleyenleri! Sonra da (Sûr) üfürülünce tekrar diriltilirsiniz. İkinci Sur ile huzurumuzda toplanacaksınız. Hepinizin hesabını, ey insanlar ve cinler, göreceğiz! İyiler cennete, kötüler cehenneme gidecekler. Bütün bu dehşetli oluşumlara muhatap olan insan sen neyine güveniyorsun da Kur'anı tasdik etmiyorsun? Ey mü’minler! Siz de niçin gevşek davranıyorsunuz? Kur'an'ı "hayatınızın mihveri" yapmıyorsunuz? Halden hâle geçmek, kısaca budur. 21 "Ve karşılarında Kur'an okunduğu zaman eğilmiyorlar?" 22 "Bilâkis o küfredenler tekzîp ederler." Bu kâfirlere Kur'an okunduğu halde mütevazı davranmazlar da onu inkar ederler. Onun hükmüne boyun eğerek secde etmezler. Ne kadar deliller ve mucizeler varsa hepsi bizim kudretimizi gösterdiği halde inkâr edersiniz. Tekzipleri mucizelerle îmana dönüşmez. Bilâkis inkârları artar. 23 "Halbuki Allah onların yüreklerinde neler saklıyorlar, pek iyi bilendir." 24 "Bunun için sen (Habîbim) onları elem verici bir azap ile müjdele:" 25 "îman edip de güzel güzel amel edenler müstesnadır. Onlar için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır." Yâ Muhammed! Kâfirlere olan yukardaki tehdidimizden mü’min kullarımız hâriçtir. Bunu onlara bildir. Onlara cennet ve daimî nimetlerini bildirerek müjdele. Bu âhiret nimetlerimize müstehâk olan mü’minler tam îman ederler. Ona dayalı ihlâslı ve düzgün amel ederler, İstikamet üzere yaşarlar. Farzları vaktinde yaparlar. Sünnetleri de terketmediler. Bizim cennetteki nimetlerimiz eksilmez. Süreklidir. Minnetsizdir. Yâni, başa kalkmayız. Çalışan muttaki kullarımız, bu güzel hayata kavuşmak için çalışırlar. Übeyy ibn Kaab (radıyallahü anh)'ın rivayetine göre, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sûrenin fazîleti hakkında şöyle buyurmuştur; "Kim İnşikâk sûresini okursa, Allahü teâlâ ona kitabını sağından verecektir." |
﴾ 0 ﴿