49

Hani bir zaman sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar, size azabın kötüsünü tattırıyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ harıkıyorlardı. Bunda, rabbiniz tarafından sîzin için büyük bir imtihan vardı.

Ey İsrailoğulları, sizi, Firavun ailesi ve yandaşlarının zulmünden kurtardığımızı hatırlayın, onlar, doğar doğmaz erkek çocuklarınızı kesiyor ve kız çocuklarınızı öldürmeyip sağ bırakıyorlardı. Sizi, içinde bulunduğunuz, Firavunun bu işkencelerinden kurtarmamızda sizin için bir nimet vardı.

* Taberi özetle diyor ki: "Firavunun, İsrailoğullarının erkek çocuklarını kesme sebebi, Rivâyet edilen şu olaydır: Bir gün Firavun rüyasında, Kudüsten Mısıra doğru bir ateşin gelip Kıpti ırkından olanları yaktığını ve İsrailoğullarına dokunmadığını görmüştü. Bunun üzerine sihirbaz ve kâhinleri toplayıp onlardan bu rüyanın yorumunu sormuştu. Onlarda şu cevabı vermişlerdi: "İsrailoğullarından bir çocuk doğacak, sen onun eliyle mülkünü kaybedip helak olacaksın." İşte bundan sonra Firavun, İsrailoğullarının doğan her erkek çocuğunu öldürmeyi emretmişti.

Abrdullah b. Abbas diyor ki: "Bir zaman Firavun ve ileri gelenleri, Allah'ın, Hazret-i İbrahime, soyundan peygamberler ve Krallar göndereceğini vaadettiği hususunu görüştüler ve bu konuda şu karara vardılar. "Bir kısım insanları ellerinde usturalarla göndererek İsrailoğullarmdan yeni doğacak olan erkek çocukları keseceklerdi. "Bu kararı uyguladılar. Firavun ve taraftarları, İsrailoğullarının yaşlılarının ölerek, çocuklarının da kesilerek tükenmekte olduklarını görünce. Firavun onlara dedi ki: "İsrailoğulları neredeyse tükenecekler. Sizler, onların, sizin için yaptıkan hizmetleri bizzat kendiniz yapmak zorumla kalacaksınız. Bunun için bir yıl, doğan erkek çocukların hepsini öldürün. Ertesi yıl sağbırakın."

Hazret-i Mûsanın annesi, oğlu Hanımı, işte çocukların sağ bırakıldığı bir yılda doğurdu. Mûsayi ise, çocukların kesildiği yılda doğurdu.

Ebul Âliye diyor ki: "Firavun, idaresindeki insanlara dört yüz ene hükmetti. Bir gün kâhinleri "Bu sene Mısırda, İsrailoğullarmdan bir erkek çocuk doğacak sen onun eliyle helak olacaksın." dediler. Bunun üzerine Firavun, Mısırın her bir tarafına ebe kadınlar gönderdi. Kadınlar çocuk doğurduğunda ebeler onu alıp Firavuna götürüyorlardı. Firavun, erkek çocukları öldürüyor, kız çocuklarını sağ bırakıyordu.

İbn-i Cüreyc, "kadınları sağ bırakıyordu" ifadesini. "Kadınları köleleştiriyordu" şeklinde izeh etmişse de, Taberi, bu izah şeklinin sahabi ve Tabiinin izahlarına ters düştüğünden kabul edilemeyeceğini söylemiştir.

Âyet-i kerime’de zikredilen ve "İmtihan" diye tercüme edilen kelimesi, Abdullah b. Abbas, Süddi, Mücahid ve İbn-i Cüreyc tarafından "Nimet" olarak izah edilmiştir. Aslında imtihan kelimesi hayır için de şer için de kullanıldığından burada hayır anlamına geldiği söylenmiştir. Buna göre âyetin sonunun izahı şöyledir: "Allah'ın, sizi, Firavunun yaptığı azaptan kurtarması, sizin için büyük bir nimettir.

"Firavun" lakabı, Mısıra hakim olan Âmâlika Krallarına verilen bir lakaptır. Allahü teâlânın, Hazret-i Mûsayı takibederken suda boğduğu Firavunun adı ise, Muhammed b. İshak'ın Rivâyetine göre, Velid b. Mûsa b. b. Reyyan'dır. "Firavunun ailesi"nden maksat, onun dinini kabul eden, kavminden olan ve ona tabi olanlardır. Burada hitap aslında Firavunu görmeyen İsrailoğullarınadır. Allahü teâlâ onların atalarını Firavunun zulmünden kurtardığı için onların nesillerine, atalarına olan lütuflarını hatırlatmaktadır.

İbn-i İshak. Firavunun, İsrailoğullarına yaptığı kötülükler hakkında şunları söylemiştir. "Firavun, İsrailoğullaarını hizmetçiler olarak kullanıyordu. Onların sanatkârlarını çeşitli sanat dallarında işçi olarak çalıştırıyordu. Bazıları onun için ekin ekiyorlardı. Sanatı olmayanlardan ise cizye alıyordu.

Taberi diyor ki: "İsrailoğullarının erkek çocuklarını kesip kadınlarını sağ bırakan Firavunun emrini uygulayanlar onun memurlarıydı. Emri Firavunun vermesine rağmen iş onun memurlarına isnad edilmektedir. Bu da zorba idarecilerin emirlerine uyarak kötü işler yapanların sorumluluktan kurtulamayacaklarını göstermektedir.

49 ﴿