63

Bir zaman sizden kesin söz almıştık. Üzerinize Tur dağnı kaldırmıştık: "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve onda bulunanları hatırda tutun ki Allah'a karşı gelmekten korunasıniz." demiştik.

Ey İsrailoğulları, sizden, yeminle pekiştirdiğimiz kuvvetli bir söz aldığımızı ve üzerinize Tur dağını kaldırdığımızı hatırlayın. Size dedik ki: "Tevratta emrettiklerimize sanlın, herhangi bir eksiltme ve tembelliğe gitmeksizin ciddiyetle ve gayretle amel edin ve o Tevratta bulunanları hatırda tutun. "Yani, vaad ve tehdidimden, teşvik ve sakındırmamdan ibret alın ki azabımdan çekine ve konmasınız.

* Allahü teâlânın, İsrailoğullarından, yemin ettirerek aldığ söz şu âyet-i kerime’de zikredilmektedir. "Bir zaman İsrailoğullarından" Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anaya, babaya, yakınlara, yetimlere ve düşkünlere iyilik yapın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılıp zekatı verin." diye kesin söz almıştık. Sonra siz, pek azınız müstesna yüzçevirdiniz. Zaten siz, yüzçevirenlersiniz. Bakara sûresi, 2/83

Allahü teâlânın, İsrailoğullarmdan söz almasının sebebi ise, İbn-i Zeydin rivâyet ettiğine göre şudur: Hazret-i Mûsa, Allah katından üzerlerinde Tevrat yazılı levhaları getirip, kavminin, ondaki emir ve yasaklara uymalarını isteyince, onlar, Allah'ı bizzat gözleriyle görmek istediklerini ve kitabı kendilerinin almak istediklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine Allahü teâlâ onlara gazap ederek onların hepsini öldürmüştür. Allahü teâlâ daha sonra da onları diriltmiştir. Yine Hazret-i Mûsa onlara: "Size ne oldu?" diye sormuş onlar da: "Öldük sonra da dirildik" demişlerdir. Hazret-i Mûsa yine onlara: "Allah'ın kitabını alıp kabulenin." demiş onlar da "Hayır" demişlerdir. Bunun üzerine Allahü teâlâ meleklerini göndererek Tur dağını onların üzerine kaldırmış: "Kitabı alıp kabullenin, aksi halde bu dağı sizin üzerinize bırakırız." buyurmuştur. İşte bunun üzerine İsrailoğulları, yukanda zikredilen ahdi vermişlerdir.

Âyette zikredilen Tur kelimesinden maksat, Mücahid, Katade, Ebul Âliye, İkrime, Süddi ve İbn-i Zeyd'e göre "Dağ" demektir ve aslı süryanice olan bir kelimedir.

Abdullah b. Abbas ve İbn-i Cüreyc'e göre ise buradaki Tur kelimesi, Allahü teâlânın, Hazret-i Mûsa ile üzerinde konuştuğu ve orada kendisine Tevratî indirdiği dağ'dır.

Dehhak ve Abdullah b. Abbas'tan nakledilen başka bir görüşe göre Tur, kendisinde bitki biten dağlara denir. Bitki bitmeyenlere Tur denmez.

63 ﴿