84

Yine sizden: "Kanınızı dökmeyin ve birbirinizi yurdunuzdan çıkarmayın" diye kesin söz almıştık. Sonra siz, şahitler olarak bunu kabul etmiştiniz.

Ey Yahudi topluluğu, yine hatırlayın sizden "Birbirinizi öldürmeyin ve düşmanlık yaparak bir kısmınız bir kısmınızı vatanından çıkarmasın." diye kesin söz almıştık. Sizden aldığımız bu ahdi siz de kabul etmiştiniz ve bu ahde şahitlik ediyordunuz.

Âyet-i kerime’de "Kanınızı dökmeyin ve kendinizi yurdunuzdan çıkarmayın" diye kesin söz almıştık." buyurulmaktadır. Aslında İsrailoğulları kendilerini öldürüp intihar etmiyorlar ve kendilerini öz diyarlarından çıkarmıyorlardı. Mü’minler tek vücut sayıldıklarından bir mü’minin diğerini öldürmesi kendini öldürmesi gibi kabul edilmiştir. Bu sebeple âyette "Kanınızı akıtmayın ve kendinizi yurdunuzdan çıkarmayın" buyurulmaktadır.

Peygamber efendimiz mü’minlerin tek bir vücut gibi olduklarını şu hadis-i şerifinde beyart etmektedir:

"Sen mü’minleri, birbirlerine karşı merhametli davranmada, birbirlerini sevmede, birbirlerinin acılarına ortak olmada tek vücut gibi görürsün. Öyle ki, vücuttan bir organ hasta olursa diğer organlar, uykusuz kalarak ve acıya ortak olarak o organa katılırlar," Buhari, K. el-Rdeb, bab: 27/Milslim, K. el-Birr, bab: 66. Hadis No: 2586

Âyet-i kerime’yi şu şekilde izah etmek te mümkündür. "Sizler, birbirinizin kanım akıtmayın ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın. Zira, böyle yaptığınız takdirde size kısas uygulanacak böylece kendi kanınızın akmasına ve kendinizin yurdunuzdan kovulmanıza sebep olacaksınız. Bu itibarla kendi kendinizi ötdürmüş ve kendi kendinizi sürgün etmiş gibi olacaksınız.

Katade ve Ebul Âliye, âyet-i kerime’yi birinci izah şekliyel izah etmişlerdir.

Âyet-i kerime’de "Siz, şahitler olarak bunu kabul etmiştiniz." buyurulmaktadır. Bir kısım âlimlere göre, bu ve bundan sonra gelen âyetlerin hitabettiği kişilerden maksat, Resûlüllah'ın hicreti esnasında Medine ve çevresinde yaşayan Yahudilerdir. Âyet-i kerime, bunları kınamakta, Allah'ın Tevratta kendilerinden aldığı sözü bozdukları zikredilmektedir. Diğer bir kısım âlimlere göre ise burada kendilerine hitabedilenler, Yahudilerin atalarıdır. Ancak Resûlüllah'ın döneminde bulunan Yahudiler de Tevrata uymaları sebebiyle, dolaylı yolla bu âyetin muhatabıdırlar. Taberi, âyetin genel ifadesini gozönünde bulundurarak bu görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir.

84 ﴿