100

Onlar her ne zaman bir ahitte bulunmuşlarsa, içlerinden bir kısmı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu iman etmezler.

O Yahudiler her ne zaman, Allah'ın emirlerine uyacaklarına, Tevratla amel edeceklerine ve Muhammed'e iman edeceklerine dair, rablerine kesin olarak söz vermişlerse, içlerinden bir gurup bu sözü kenara atmış ve ahdi bozmuş değil midir? Doğrusu bu Yahudilerin bir çoğu, Allah'ı ve Peygamberini tasdik etmez, vaadine ve korkutmalarına inanmazlar. Artık böylelerinden, sözlerini yerine getirmeleri beklenir mi?

İsrailoğulları, Tevratin içinde bulunan hükümlerle amel edeceklerine dair rablerine defalarca yeminle pekiştirilmiş kesin söz verdiler. Sonra da içlerinden bazılan, birçok defa vermiş olduklan bu sözleri bozdular. Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de, ahitterinde durmayan Yahudileri kınamakta ve onların soyundan gelen, Hazret-i Muhammed zamanında mevcut olan Yahudileri de yermektedir. Çünkü onlar da, Tevratta sıfatları zikredilen Hazret-i Muhammed'in Peygamberliğini reddererek Allah'a vermiş olduklan sözlerini bozuyor ve atalarından, ahitlerini bozanların durumuna düşüyorlardı.

Abdullah b. Abbas diyor ki: "Resûlüllah, Mâlik b. Sayf'a birini gönderip onlara, kendilerinden kesin söz alındığını ve Allah'ın, Resûlüllah hakkında kendilerine emirler verdiğini hatırlatınca Mâlik b. Sayf: "Vallahi Muhammed hakkında bize hiçbir emir gelmedi ve onun hakkında bizden her hangi bir söz alınmadı." dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ bu âyeti indirdi ve buyurdu ki: "Onlar her ne zaman bir ahitte bulunmuşlarsa içlerinden bir kısmı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu iman etmezler."

100 ﴿