117

O, gökleri ve yeri benzeri olmadan yaratandır. Bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece ol der o da hemen oluverir.

O, daha önce bir benzeri yaratılmamış ve bir örneği bilinmeyen göklerin ve yerin icad edeni ve yoktan var edicisidir. Bir işe hüküm verip onun olmasını isterse ona "Ol" der o şey de istediği şekilde oluverir. İşte İsayı var edişi de böyledir.

Bu âyetler: "İsa Allah'ın oğludur" diyen Hırsliyanlara cevap vermektedir. Bu hususta diğer âyetlerde de şöyle buyurulmaktadır. "O, gökleri ve yeri eşsiz bir şekilde var edendir. Onun eşi yokken çocuğu nasıl olabilir? Üstelik her şeyi yaratan da O’dur. O, her şeyi çok iyi bilendir. Buhari, K. Tefsir el-Kur'an Sûre 2, bab: 8 İman etmeyen bazı kimseler: "Rahman olan Allah çocuk edindi." dediler." "Yemin olsun ki siz, ortaya çok çirkin bir şey getirip iftira attınız." "Bu iftiranın korkunçluğundan nerdeyse gökler çatlaycak, dağlar parçalanıp dağılacaktı," En'am sûresi, 6/88, 95 Çünkü onlar, Rahman olan Allah'a çocuk isnad ettiler" "Oysa Rahman olan Allah'ın çocuk edinmesi asla şanına yakışmaz." "Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki, kıyamet günü Rahman olan Allah'ın huzuruna bir kul olarak çıkmasın." "Şüphesiz ki Allah onları ilmiyle kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır." "Kıyamet günü onların her biri, Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır. Meryem sûresi, 19/88-95

Âyet-i kerime’de geçen ve "Olmasını dileme" diye tercüme edilen kelimesinin asıl mânâsı "Karar vermek ve bitirmek"tir.

Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Allahü teâlâ bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece "Ol"der O da oluverir." buyuruyor. Allahü teâlânın bir şeye ol demesi, o şey hiç ortada yok iken mi gerçekleşir yoksa ortada var iken mi? Şâyet yok iken olması emredilmişse ortada olmayan bir şeye emretmek mümkün müdür? Yok eğer var olan bir şeyin olması emredilmişse bu, yersiz bir emir olmaz mı? Çünkü var olması istenilen şey zaten mevcuttur?" Cevaben denilir ki: "Bu hususta âlimler tartışmaya girişmişlerdir. Biz onların görüşlerini ve dayanaklarım şöylece zikredebiliriz:

Bir kısım âlimler, bu âyetin genel bir mânâ değil özel bir mânâ ifade ettiğini benimsemişler ve âyetten maksadın şu olduğunu söylemişlerdir: "Allahü teâlâ bize bildirmek istemiştir ki, var olan bir yaratığı hakkında herhangi bir hüküm veya emir verecek olursa o emir veya hüküm kesin olarak yerine gelir, hiçbir aksama olmaz. Mesela var olan İsrailoğulları hakkında "Hakir maymunlar olmalarına hüküm vermiş" ve emri derhal yerine gelmiştir. Keza Karunun ve evinin, yerin dibine geçirilmesini emretmiş emir derhal yerine gelmiştir. Diri ttlan bir insanın ölümüne veya ölmüş olan bir insanın dirilmesine hüküm vermesi de bu nevidendir. Bunlara göre Allahü teâlânın, mevcut olmayan bir şey hakkında "Ol" demesiyle o şeyin derhal olması imkânsızdır. Çünkü mevcut olmayan bir şeye emir vermek beklenemez.

Diğer bir kısım âlimler ise âyetin genel bir ifade taşıdığını, hem mevcut olan varlıklara hem de mevcut olmayan varlıklara Allah'ın emretmesi halinde derhal meydana geleceklerini bildirdiğini söylemişlerdir. Zira Allahü teâlâ, henüz mevcut olmayanlara da emir verebilir, mevcut olanlara da. Her ikisine de verdiği emir derhal meydana gelir.

Diğer bir kısım âlimler ise âyetin genel bir ifade taşıdığını hem mevcut olan varlıklara hem de mevcut olmayan varlıklara Allah'ın emretmesi halinde derhal meydana geleceklerini bildirdiğini söylemişlerdir. Zira Allahü teâlâ, henüz mevcut olmayanlara da emir verebilir, mevcut olanlara da. Her ikisine de verdiği emir derhal meydana gelir.

Taberi, âyetin zahirinin genel ifadeli olması sebebiyle bu ikinci görüşü tercih etmiş, âyet-i kerime’nin, hem yaratılmak istenenlere hem de yaratılmış olan şeylere Allah'ın emir vermesi halinde o şeylerin derhal meydana geleceğini bildirdiğini söylemiştir.

117 ﴿