119

Ey Rasûlüm, doğrusu biz seni, müjdeci ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.

Ey Rasûlüm, biz seni, Allah'ın, kendisinden başka din kabul etmediği, hak olan İslam dini ile gönderdik. Biz seni. sana itaat edeni dünyada zaferle, âhirette de devamh nimetlerle müjdeleyin olarak, sana isyan edeni ise, dünyada alçaklık ve zilletle, âhirette de hakir düşüren azapla uyarıcı olarak gönderdik. Ey Muhammed sen, kâfir olup cehennemlik olanlardan sorumlu tutulmayacaksın.

Âyet-i kerime’nin sonundaki "Sorunlu tutulmayacaksın" şeklinde tercüme edilen ifadesi iki şekilde okunmuştur. Kurraların çoğunluğu, Kur'an-ı Kerimde tesbit edildiği şekliyle bu kelimeyi olarak okumuşlardır.

Âyetin mealdeki izahı, bu okunuş şekline göredir. Medine kurralarının bazıları ise âyetin bu bölümünü şeklinde okumuşlardır. Bu kıraata göre âyetin mânâsı: "Şüphesiz ki biz seni hak olan İslam ile bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennemlikler hakkında bir şey sorma." şeklindedir. Bu hususta Muhammed b. Kâ'b el Kurezi şu hadisi Rivâyet etmiştir: Bir gün Resûlüllah : "Keşke ben, babamın ve anamın ne durumda olduklarını bilmiş olsam." dedi. Bunun üzerine bu âyet nazil oldu ve Resûlüllah'a: "Sen, cehennemliklerin ne olduklarını sorma." dendi.

Taberi, birinci kıraat şeklinin ve âyete ona göre mânâ vermenin daha doğru olduğunu söylemiş. Muhammed b. Kâ'bdan nakledilen bu haberin sahih olmadığını, zira Resûlüllah'ın, cehennemde olan cehennemliklerin ne olacaklarını sormasının doğru olmadığını belirtmiştir.

119 ﴿