146Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu (Peygamberi) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de onlardan bir cemaat, bile bile gerçeği gizlerler. Yahudi ve Hıristiyan bilginleri, Muhammedin Allah'ın Peygamberi olduğunu, kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Veya Kâbenin, Peygamberin kıblesi olduğunu bilirlerdi. Onlardan bir grup, ellerindeki Tevrat ve încilde yazılı olarak buldukları halde Muhammedin Peygamberliğini veya kıble meselesini bile bile gizlerler. Yaptıklarını bile bile yaparlar. Böylece Allah’a kasıtlı olarak isyan etmiş olurlar. Âyet-i kerime’de, ehl-i kitabın, oğullarını tanıdıkları gibi belli bir şeyi tanıdıktan zikredilmektedir. Katade, Rebi' b. Enes, Abdullah b. Abbas, Süddi, İbn-i Zeyd ve İbn-i Cüreyc'e güre ehl-i kitabın, oğullarını tanıdıkları gibi tanıdıkları şeyden maksat, Beytullahil Haramın, Hazret-i İbrahimin ve Resûlüllahtan önce gelen diğer Peygamberlerin kıble olduğunu bilmeleridir. Yahudi ve Hıristiyanlar, Mescid-i Haramın kıble olduğunu, kendilerine inen kitaplardan bilmelerine rağmen onu gizlemişler, Yahudiler Kudiise doğru Hıristiyanlar da doğuya doğru yönelmişlerdir. Allahü teâlâ bu hususta Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i aydınlatıyor ve Yahudilerin, bile bile hakkı gizlediklerini beyan ediyor. |
﴾ 146 ﴿