224

Allah'a yemin ederek onu, iyilik yapmanıza, kendisinden korkmanıza, insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah çok iyi işiten ve çok iyi bitendir.

Allah’a yaptığınız yemini, hayır işlemeyi terketmeye vasıta yaparak iyilikte bulunmaktan, rabbinizden korkmaktan ve insanların arasını iyilikle bulmaktan geri durmayın. İyi bilin ki Allah, kullarının sözlerini çok iyi işiten, maksatlarını çok iyi bilendir.

Bir kimse yaptığı yemini, iyilik yapmasına nasıl engel kılar? Mesela birisinden bir iş yapması istenir o da "Ben o işi yapmamak için Allah’a yemin ettim." der ve o yeminini, hayır işlememek ve insanların arasını düzeltmemek için bahane yapar. Böylece yeminini, hayır işlemesine engel kılmış olur.

Âyet-i kerime’de geçen ve "Allah’a yemin ederek onu kendinize engel kılmayın." şeklinde tercüme edilen ifadesi miifessirler tarafından farklı şekillerde izah edilmiştir.

a- Tavus, Abdullah b. Abbas, Katade, Said b. Cübeyr, Atâ, Dehhak ve İbrahim en-Nehaiye göre bu ifadenin mânâsı şudur: "Allah’a yemin etmeyi kendinize bahane edinmeyin. Yani sizden bir iyilik yapmanız veya Allatılan korkmayı gerektiren bir davranışta bulunmanız yahutta insanların arasını bulmanız istendiği zaman: "Yemin olsun ki ben bunu yapmam" veya "Ben bunu yapmamaya dair daha önce yemin etmiştim." demeyin. Böyle yaptığınız takdirde Allah’a yemini kendiniz için bir siper etmiş oluyor ve bahane ileri sürmüş oluyorsunuz." Tavus diyor ki: "Kendisinden, yukarıda zikredilen şeyleri yapması istenen kimse böyle bir yemini yapmış bile olsa yeminini bozar, bu işleri yapar ve yeminin keffaretini yerine getirir.

Abdullah b. Abbas bu hususta diyor ki: "Bu Âyet-i kerime şu gibi insanları beyan etmektedir. Kişi, akrabalarıyla konuşmayacağına veya sadaka vermeyeceğine yahut kendisiyle dargın olan insanlarla konuşup aralanın düzeltmeyeceğine dair yemin eder. Kendisinden bunlar istendiğinde ise "Ben bunları yapmayacağıma dair yemin etmiştim." der. İşte bu kimsenin yeminini bozması ve yemininin keffaretini yerine getirmesi emredilmiştir.

b- Abdullah b. Abbas, İbrahim en-Nehai, Mücahid, Hazret-i Âişe, İbn-i Cüreyc ve Mekhulden nakledilen diğer bir görüşe göre burada zikredilen "Allah’a yemin ederek onu kendinize engel kılmayın." ifaadesintlen maksat, "Kendi aranızda konuşurken Allah’a yemin ederek onu, hayırlı işleri yapmamak için kendinize bir delil edinmeyin." Yani, Allah’tan korkmayacağınıza dair, akrabalarınıza iyilikte bulunmayacağınıza dair yemin etmeyin. Hayırlı bir amel işlemeyeceğinize dair, insanların arasını bulmayacağınıza dair yemin etmeyin. Keza, Allah'ın yasakladığı bir şeyi yapacağınıza dair de yemin edip onu yapmayın. Böyle bir yemin yapacak olursanız onu bozup keffaretini de yerine getirin."

Taberi diyor ki: "Tercihe şayan olan görüş, "Allah’a yemin etmeyi, iyilikleri yapmama hususunda kendinize delil edinmeyin." diyen görüştür."

Âyette zikredilen "İyilik yapmanız" ifadesinden maksat, bazı alimlere göre bütün hayırları işlemektir. Taberi tle bu görüşü tercih etmiştir. Diğer bazı âlimlere göre ise sadece akrabalara iyi davranmaktır.

Âyette zikredilen: "Rabbinizden korkmanız" ifadesinden maksat, bazı mufessirlere göre Allahü teâlâdan mutlak şekilde korkmaktır. Yani onun emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınma hususunda ondan korkmaktır. Diğer bazı mufessirlere göre ise insanların birbirlerinden kaçınmalarıdır. Yaniu Alhha yemin ederek birbirlerine yapacakları iyilikten kaçınmalarıdır.

Âyet-i kerime’nin sonunda: " Allah çok iyi işiten ve çok iyi bilendir" buyurulmaktadır. Bu ifade Allahü teâlâ tarafından kullan için bir uyarı ve bir tehdittir. Yani şunu ifade eder: Ey insanlar, sizler dillerinizle, organlarınız ve kalbinizle emirlerime karşı davranışlarda bulunmayın. Aksi halde size tanıtmış olduğum cezama layık olursunuz. Çünkü ben, sizin fısıltılarınızı da işiten, gizlediklerinizi de bilenim. Yaptığınız hiç bir şey benden gizli kalamaz."

Bu âyet-i kerime’nin nüzul sebebi olarak şu olay zikredilmektedir: Abdullah b. Revaha ile damadı Beşir b. Nuam birbirlerine danlmışlar, Abdullah damadının yanına gitmemeye, onunla konuşmamaya, onun hasmiyla olan dargınlığını barıştırmamaya yemin etmişti. Kendine "Niçin böyle yapıyorsun?" diyenlere "Ne yapayım Allah’a yemin ettim, yeminimden dönemem." diye cevap veriyordu. İşte bu âyet bu olay üzerine nazil olmuştur.

İbn-i Ciireyc ise bu âyetin nüzul sebebi olarak Hazret-i Ebubekirin, Hazret-i Âişeye iftira olayına karışan Mıstah'a yardımını keseceğine dair yemin etmesi olduğunu söylemiştir.

224 ﴿