285

Peygamber ve mü’minler, rabbi tarafından Peygambere indirilene iman ettiler. Hepsi de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, iman ettiler. "Allah'ın Peygamberlerini birbirinden ayırdetmeyiz." (dediler.) "İşittik ve itaat ettik, rabbimiz affını dileriz, dönüş sanadır." diyerek yalvardılar.

Peygamber Muhammed, rabbi tarafından kendisine indirilen Kur'ana iman etti. Mü’minler de. Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve Peygamberlerine iman ettiler. Onlar: "Biz bütün Peygamberleri tasdik ediyoruz. Onların bir kısmına iman edip diğerlerini inkâr ederek, Yahudi ve Hristiyanların yaptıkları gibi onlar arasında ayırımı yapmayız." derler. Onlar "Biz rabbimizin sözünü işittik ve emrine itaat ettik, ey rabbimiz, günahlarımızı ört, onlara aldırma, dönüşümüz sanadır." dediler.

Katade diyor ki "Bize anlatıldığına göre, bu âyet-i kerime nazil olunca Resûlüllah "Peygambere, rabbi tarafından kendisine indirilene iman etmek yaraşır." demiştir.

Bundan önceki âyetin izahında da zikredildiği gibi bazı müfessirlere göre bundan sonra gelen âyet-i kerimeler, insanların içlerinden geçirdikleri şeylerden dolayı hesaba çekileceklerini bildiren bundan önceki âyetin, sahabilere ağır gelmesi üzerine nazil olmuş ve insanların fiilen yaptıkları şeylerden sorumlu olacaklarını beyan etmişlerdir.

Abadullah b. Abbas, bu âyette zikredilen ve "Kitaplar" mânâsına gelen kelimesini şeklinde okumuştur. Bu kıraata göre âyetin mânâsı "Allah'ın kitabına iman ettiler." demek olur ki, bu kitaptan maksat da Kur'an olur. Ancak, burada geçen "Kitap" kelimesini cins isim kabul edip bütün kitapları kastettiği de zikredilmektedir. Taberi, birinci kıraat şeklini tercih etmiştir.

Hakim b. Cabir diyor ki: "Bu âyet-i kerime Resûlüllah’a indirilince Cebrâil dedi ki: "Aziz ve Celil olan Allah, seni de ümmetini de güzel bir şekilde övdü. Sen rabbinden dile dileğin sana verilir." Resûlüllah da rabbinden bundan sonra gelen âyetin ifade ettiği mânâyı diledi.

285 ﴿