28Mü’minler, mü’minleri bırakıp ta kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah’tan bekleyeceği hiçbir şey yoktur. Ancak onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi, kendisinden sakındırır. Sonunda dönüş ancak Allah’adir. Mü’minler, diğer mü’min kardeşlerini bırakıp ta düşmanları olan kâfirleri dost ve yardımcı edinmesinler. Dinleri hususunda onlarla samimi olup müslümanların sırlarını onlara aktarmasınlar. Bunu yapanların, Allah’tan bekleyecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Allah onlardan beridir. Onlar da Allah’tan uzaktırlar. Ancak kâfirlerden çekinme haliniz müstesnadır. Bu durumda dillerinizle dostluğunuzu söyleyip kalblerinizle onlara düşmanlık besleyebilirsiniz. Allah sizi, kendisinden sakındırır. Ona karşı isyan etmeyin ve düşmanlarım dost edinmeyin. Öldükten sonra dönüşünüz ancak Allah’adir. O, sizleri âmellerinize göre hesaba çekecektir. * Bazı mü’minlerin, Yahudilerden arkadaşları vardı. Onlarla dostluk kuruyorlardı. Sahabilerin bir kısmı bunlara "Yahudilerden uzak durun. Sizi dininizden çıkarıp iman etmenizden sonra sizi saptırmasınlar. Onlarla arkadaşlıktan çekinin" demişlerdi. Buna rağmen, dostluk kuran mü’minler bu öğüdü dinlemediler ve bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Abdullah b. Abbas, İkrime, Ebul Âliye ve Dehhak, "Takiyye'nin dille olabileceğini, amel ile caiz olmadığını söylemişlerdir. Yani, kâfirlerin hakimiyeti altında bulunan kimseler, onlar tarafından, hayati bir tehlikeye düşecek şekilde tehdit edildikleri takdirde dilleriyle günah olan sözleri söyleyebilirler. Kâfirlerin dostları olduklarını lisanen ifade edebilirler. Fakat bir puta secde etmeleri istendiğinde tehdit ne olursa olsun boyun eğmeleri caiz olmaz. İkrime, tehdit edilen kişinin hayati bir tehlike karşısında, kendisinden isteneni söyleyebileceğini ancak başka bir müslimanın kanını akıtamayacağını ve malını gaspedemeyeceğini söylemiştir. Katade ise burada zikredilen "Onlardan sakınmanız hali müstesnadır." diyen tercüme edilen ifadesini "Ancak sizinle akraba olan kâfirler müstesnadır. Onlara akrabalık alakası gösterebilirsiniz." şeklinde izah etmiştir. Taberi, Katadenin bu izahının, âyetin zahirinden uzak olması hasebiyle makbul olmadığını söylemiştir. |
﴾ 28 ﴿