31

De ki: "Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

Ey Muhammed de ki: Eğer sizler, gerçekten, Allah’ı sevdiğinizi iddia ediyorsanız iddianızı ispatlamak için bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve geçmişteki günahlarınızı bağışlasın. Allah, günahları çokça bağışlayan ve kullarına karşı çok merhametli davranandır.

Şurası bir gerçektir ki Allah’ı tanıdığını ve sevdiğini iddia eden herkesin Allah'ın Peygamberi olan Hazret-i Muhammedi de tanıması ve sevmesi ve de onun yolundan ayrılmaması gerekir. Resûlüllah’ın yolundan ayrılan herkes, sapıklık içindedir. Bu hususta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Kim, bizim, üzerinde bulunduğumuz yolun dışında başka bir amel işlerse o amel reddedilir. Buhari, K. el-İ'tisam, bab: 20, K. el-Büyu' b. 60, K. es-Sulh, bab: 5/Müslim, K. el-Akdiye bab: 17, 18, Hadis No. 1918 /Ebû Davud K. es-Sünne bab: 5 Hadis No. 4606

Müfessirler bu âyetin nüzul sebebi hakkında iki görüş zikretmişlerdir.

a- Hasan-ı Basri ve İbn-i Cüreyce göre bu âyet-i kerime’nin nüzul sebebi şudur: Resûlüllah döneminde bir kısım insanlar "Biz, rabbimizi seviyoruz." demişlerdir. Bunun üzerine Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’yi indirmiş ve Hazret-i Muhammede emretmiştir ki "Biz rabbimizi seviyoruz." diyenlere de ki "Eğer sizler, gerçekten Allah’ı seviyorsanız onun Peygamberi olan bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin." Böylece Allah’a teala, Hazret-i Muhammede uymayı, sevgisi için bir alâmet, ona karşı çıkmayı da azabı için bir nişane yapmıştır.

b- Muhammed b. Cafer b. Zübeyre göre ise bu âyet Hazret-i İsa hakkında Resûlüllah ile tartışan Necran Hristi yani arının heyeti hakkında nazil olmuştur.

Taberi diyor ki: "Bu son görüş tercihe şayandır. Zira bu surenin başından buraya kadar, doğrudan veya dolaylı olarak Necran heyeti zikredilmiştir. Surenin başından buraya kadar, Resûlüllah döneminde yaşayıp ta "Biz Allah’ı seviyoruz" diyen bir topluluktan bahsedilmemiş, ayrıca Hasan-ı Basriden Rivâyet edilen bu haberin sıhhatine dair herhangi bir delil de bulunmamıştır. Ancak Hasan-ı Basri, bu toplulukla, Necran heyetini kastetmiş olursa o zaman da âyetin nüzul sebebi, bizim tercih ettiğimiz sebep olur. Yani, Allah tela bu âyet-i kerimesiyle kendisini sevdiklerini iddia eden Necran heyeti Hristiyanlarına, Hazret-i Muhammede tabi olmalarını ve ancak ona tabi olduklarında kendisini sevmiş olabileceklerini bildinniş, Allah rızası için Hazret-i İsayı sevdikleri iddialarının da ancak Hazret-i Muhammede tabi olmalarıyla doğru olabileceğini beyan etmiştir.

31 ﴿