119

Sîz o kimselersiniz ki, onları seversiniz. Onlar ise sizi sevmezler. Halbuki siz, kitabın tamamına iman edersiniz. Onlar size rastladıkları zaman "İman ettik." derler. Başbaşa kaldıklarında ise, size karşı kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. Onlara de ki: "Kininizden ölün." Şüphesiz ki Allah, kalblerin özünü çok iyi bilendir.

Ey mü’minler, sizler öyle insanlarsınız ki bu kâfirleri seviyorsunuz. Onlara iyi davranıyor ve onları ziyaret ediyorsunuz. Onlar ise sizleri sevmiyorlar. Bilakis size karşı düşmanlık ve tuzak kurma hisleri besliyorlar. Yine sizler, Allah’ın, Peygamberine indirdiği kitapların hepsine iman ediyorsunuz, onlar ise size indirilen kitabı inkâr ediyorlar. Siz, mü’minlerle karşılaştıkları zaman hakkı gizleyerek ve sizden çekinerek "Muhammede geleni tasdik edip iman ettik." diyorlar. Halbuki sizlerin, onları göremeyeceğiniz bir yerde birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman size karşı olan kin ve nefretlerinden dolayı parmak uçlarını ısırıyorlar.

Ey Rasûlüm, de ki: "Kininizden dolayı geberin, Şüphesiz ki Allah, göğüslerinizin içinde bulunan öfkeyi, sıkıntıyı, hayırı ve şerri çok iyi bilendir. Ve ona göre sizlere layık olduğunuz karşılığı verecektir.

Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de mü’minlerle kâfirlerin birbirlerine karşı olan davranışlarını ve duygularını beyan etmektedir. Mü’minler, kâfirlere karşı iyi niyetli ve acıma duygusuna sahip iken kâfirler mü’minlere karşı katı kalbli ve kindardırlar. Bu hususta Katade diyor ki: "Allah’a yemin olsun ki, mü’min olan insan, münafıkı hoş görür, onu barındırır, ona merhamet eder. Şâyet münafık, mü’minin sahib olduğu şeye sahib olsa mü’minlerin kökünü kurutur."

119 ﴿