140Eğer siz, bir yara almışsanız, aynı yarayı düşmanlarınız olan topluluk ta almıştır. Biz bu günleri insanlar arasında evirip çeviriz ki Allah, iman edenleri belirtsin. İçinizden şahitler meydana çıkarsın. Allah, zalimleri sevmez. Ey mü’minler topluluğu, sizler, savaşta zayiat verdiyseniz düşmanlarınız olan toplulukta ta aynı zayiatı vermiştir. Biz bu günleri insanlar arasında değiştiririz. Bazan mağlup olur bazan da galip gelirsiniz. Bunun sebebi de Allah'ın, sizden mü’min olanları münafıklardan ayırması ve içinizden bir kısmınızı şahitler edinmesidir. Yani sizlerden bazılarını şahitler yapmak istemesi ve şahitlik mertebesine eriştirmesi içindir. Allah, günah işleyip cezayı hak ederek kendilerine zulmedenleri sevmez. O halde ümitsizliğe düşmeyin. Yeri geldiğinde cihada çıkmaktan asla geri durmayın. Âyette zikredilen ve "Yara" diye tercüme edilen kelimesi, mücahih, Hasan-ı Basri, Katade, süddi, İbn-i ishak ve Abdullah b. Abbasa göre "Yaralanma ve öldürülme" mânâlarına gelmektedir. Burada, âyet-i kerime uhut savaşında, arkadaşları öldürülen ve yaralanan mü’minlere hitabetmekte ve onları teselli etmektedir. Çünkü mü’minler, Uhut savaşında öldürülmüş ve yara almışlarsa kâfirlerde Bedir savaşında aynı şeylere uyratılmışlardır. O halde mü’minlerin, mağlubiyetten sonra ümitsizliğe kapılmamalan gerekmektedir. Âyet-i kerime’de "Biz bu günleri insanlar arasında evirip çeviririz." buyurulmaktadır. Bu ifadeden maksat, savaşta galip gelmenin, taraflar arasında el değiştirmesidir. Bedir savaşında galibiyet mü’minlerin olmuş, Uhut savaşında da müşriklere kaymıştır. Bunun hikmeti ise Allah tealinin, mağlubiyetle imtihan ettiği mü’minlerin, gerçekten mü’min olanlarım münafıklardan ayıngası ve bir kısım mü’minlere de şehadet şerbetini tatürmasıdır. Abdullah b. Abbas, âyetin "Biz bu günleri insanlar arasında evirip çeviririz." bölümünün izahında şunlan söylemiştir. "Uhut savaşı sonunda müslümanların verdikleri zayiattan sonra Resûlüllah, Uhut dağının üzerine çıktı. Ebû Süfyan da oraya geldi ve "Ey Muhammed, ortaya çıksana, ortaya çıksana harp nöbetleşedir. Bir gün bizim lehimize, bir gün de sizin lehininizedir." dedi. Bunun üzerine Resûlüllah sahabilerine "Buna cevap verin" dedi. Sahabiler de "Eşit değli, eşit değil, bizden öldürülen cennette, sizden öldürülenler ise cehennem ateşindedirler." dediler. Ebû Süfyan da "Bizim Uzza putumuz var. Sizin Uzzanız yoktur." dedi. Resûlüllah da buyurdu ki "Deyin ki" Bizim dostumuz Allah’tır. Sizin ise dostunuz yoktur." Ebû Süfyan da "Hübel putu sen yücel." dedi. Resûlüllah da buyurdu ki "Deyin ki "En yüce ve en büyük olan Allah’tır." Ebû Süfyan dedi ki: "Bizim de sizin de buluşacağımız yer, küçük Bedirdir." İşte âyet-i kerime’nin bu bölümü bu durumu izah etmektedir. |
﴾ 140 ﴿