159Allah'ın rahmeti sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Eğer sen kaba ve katı kalbi olsaydın, muhakkak ki insanlar etrafından dağılır giderlerdi. Öyleyse onları affet ve bağışlanmalarını dile. İşlerde onlarla istişare et. Bir işe de azmettin mi Allah’a tevekkül et. Şüphesiz ki Allah, tevekkül edenleri sever. Ey Rasûlüm, Allah'ın, senin kalbine yerleştirdiği merhamet duygusu sebebiyle arkadaşlarına yumuşak davrandın, onların kusurlarına katlandın. Eğer sen, sert ve katı kalbli birisi olsaydın, muhakkak ki insanlar etrafından dağılır giderler ve seni tek başına bırakırlardı. Fakat Allah sana lütufta bulundu ve ahlakını güzelleştirdi, kalbini yumuşattı. Öyleyse onları affet ve Allah'ın, onları bağışlamasını dile. Başınıza gelecek sıkıntılarda seni dinlemeleri için, kalblerini ısındırman ve gönüllerini alman için, ortaya çıkan ciddi işlerde onlarla istişare et. Kesin olarak karar verdikten sonra da, arkadaşlarının görüşlerine uysa da uymasa da bu kararını tatbik et ve bütün işlerinde Allah’a tevekkül et, ona güven. Şüphesiz ki Allah, kaza ve kadere rıza gösteren, hükmüne boyun eğen ve bütün işlerinde kendisine güvenenleri sever. Peygamber efendimiz, önemli meselelerde Allahü teâlânin enirine uyarak sahabe ile istişarede bulunmuştur. Nitekim Bedir, Uhut, Hendek ve Hudeybiye gibi savaşlarda sahabe ile istişarede bulunduğu bilinmektedir. Müfessirler, Resûlüllah’a vahiy gelip yol gösterdiği ve yanlış davrandığında uyanlıp davranışları düzeltildiği halde, Allahü teâlânın ona, sahabileriyle istişare etmesini emretmesindeki hikmeti, farklı şekillerde izah etmişlerdir. a- Katade, Rebi' b. Enes ve İbn-i İshaka göre, Resûlüllah’ın, sahabileriyle istişare etmesinin emredilmesinin sebebi, sahabilerin gönlünün hoşnut edilmesi ve onların dine karşı bağlılıklarının kuvvetlendirilmek istenmesidir. Zira, Resûlüllah, savaş gibi tehlikeli işlerde sahabileriyle istişare edince onlar, Resûlüllah’ın, kendilerini dinlediğini ve onlarla yardimlaştığını hisseder, böylece huzur içinde onun kararına boyun eğmiş olurlardı. Aslında Allahü teâlâ, Resûlüllahı vahiy ile destekleyerek herhangi bir kimse ile istişare etmesine ihtiyaç bırakmamıştır. b- Dehhak ve Hasan-ı Basriye göre ise, Allahü teâlânın, Resûlüllah’a sahabeleriyle istişare etmesini emretmesinin sebebi, istişare etmenin faziletli bir iş olduğunu belirtmesi içindir. c- Süfyan b. Uyeyneye göre ise, Allahü teâlânın Resûlüllah’a, sahabileriyle istişare etmesini emretmesinin sebebi, Resûlüllahtan sonra gelen mü’minlerin de kendi aralarında istişareye başvurmalarının gerekliliğini öğretmelidir. Zira, Allahü teâlâ, vahiy ile Resûlüllah’a yol göstermiştir. Ondan sonra gelen mü’minler için böyle bir imkân olmadığından, Allahü teâlâ, Resûlüllah’a istişare yaptırarak onlara doğruyu bulma yolunu göstenniştir. Ta ki mü’minler, birbirleriyle istişare edip hakka ulaşsınlar. Taberi diyor ki: "Allahü teâlânın Resûlüllah’a, mü’minlerle istişare etmesini emretmesinin sebebi, hem şeytanın vesvesesine kapılma tehlikesine manız kalabilecek olan mü’minlerin gönüllerini hoşnut etmektir. Hem de mü’minlere, bir sıkıntı anında nasıl davranacaklarını öğretmektir. Böylece mü’minler, Resûlüllah'ın hayatında olduğu gibi, ondan sonra da zor meselelerde aralarında istişare etsinler, heva ve heveslerine kapılmadan doğruyu bulsunlar. Âyet-i kerime’nin sonunda, "Bir işe de azmettin mi Allah’a tevekkül et." buyurulmaktadır. Bu ifadeden maksat şudur: "Ey Rasûlüm, sana bir mesele hakkında, bizim emrimiz geldiği için bir işi yapma hususunda karar verdin mi artık Allah’a tevekkül et ve onu yap. Bunu yapman, sahabilerinin görüşüne uygun olsa da olmasa da farketmez. |
﴾ 159 ﴿