21

Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir ahit almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?

O kadınlara vermiş olduğunuz melikleri nasıl geri alabilirsiniz? Sizler, birbirinizle kaynaşıp başbaşa kaldınız. O kadınlar, sizden evlenirken kendilerini ya iyilikle nikâhınız altında tutacağınıza veya özellikle bırakacağınıza dair kuv vetli bir söz almışlardır.

Abdullah b. Abbas, Mücahid ve Süddiye göre buradaki "Başbaşa kal ma" ifadesinden maksat, cima etmektir. Bu hususta Abdullah b. Abbas diyor ki: "Âyette geçen "Birbirinizle kaynaşmışken" ifadesinden maksat, cinsi yaklaşımdır. Fakat Allahü teâlâ bunu, yüceliği gereği üstü kapalı bir şekilde ifade buyur muştur.

Âyet-i kerime’de geçen ve "Onlar sizden kuvvetli bir ahit almışken." ifadesindeki "Kuvvetli ahit"ten neyin kastedildiği hususunda farklı görüşler zikredilmiştir.

a- Dehhak, Katade, Süddi, Hasan-ı Basri ve Muhammed b. Şirine göre burada, kadınların aldıkları zikredilen kuvvetli ahitten maksat, Allahü teâlânın beyan ettiği gibi, nikah akdi yaparken, erkeklere, ya kendilerini iyilikle tutmala rım veya güzellikle serbest bırakmalarını şart koşmalarıdır. Âyet-i kerime, er keklere, bu vaadlerinde durmalarım emretmektedir.

b- Mücahid, Muhammed b. Ka'b el-Kurezi ve İbn-i Zeyde göre bu âyet de zikredilen "Kuvvetli ahit"den maksat, kadınları erkeklere helal kılan nikah akdidir.

c- Cabir, İkrime ve Rebi' b. Enese göre ise bu âyette zikredilen "Kuvvetli ahit"ten maksat, Resûlüllah'ın şu hadisinde beyan ettiği ifadelerdir.

"Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Çünkü siz onları Allarım emanet et mesiyle aldınız ve Allah'ın emriyle avret mahallerini kendinize helal edindiniz. Müslim, K. el-Hac, bab: 147, Hadis No: 1218 / Ebû Davud, K. el-Menasık, bab: 57 Hadis No: 1905 Bu izaha göre; "Kadınlar sizden kuvvetli bir ahit almışlardır." demek, "Siz kadınları Allah'ın size emanetiyle aldınız ve onların avret mahallerini Allah'ın emriyle kendinize helal edindiniz." demektir.

Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden tercihe şayan olan, burada zikredilen kuvvetli ahitten maksat, kadınların, evlenirken kocalarından, kendilerini iyilikle tutacaklarına veya güzellikle serbest bırakacaklarına dair söz almalarıdır." diyen görüştür.

Müfessirler, bu âyet-i kerime’nin mensuh olup olmadığı hakkında ihtilaf etmişlerdir.

Bazılarına göre bu âyet-i kerime muhkemdir, mensuh değildir. Bu itibarla, koca karısını boşarken, ona verdiği mehirden herhangi bir şeyi geri al ması caiz değildir. Ancak koca değil de kadın boşanmak isterse bu takdirde bir muhalaa olarak caizdir. Bekir b. Abdullah el-Müzeniye göre ise, boşanmayı ka dın isterse dahi erkeğin, kadını boşama karşılığında herhangi bir şey alması caiz değildir. İbn-i Zeyde göre ise kadınlara verilen mehiri geri almayı yasaklayan bu âyet-i kerime, Bakara suresinde zikredilen şu âyet-i kerime ile neshedilmiştir "Kadınlara verdiğiniz mallardan herhangi bir şeyi geri almanız, size helal değildir. Ancak eşlerin, Allah'ın koyduğu hudutları koruyamamaktan korkmaları hali müstesnadır. Şâyet, Allah'ın koyduğu sınırları koruyamamalarından korkarsanız, kadının boşanması için bir bedel vermesinde, her iki eşe de bir günah yoktur. Bakara sûresi, 2/229

Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, kadınlara verilen mehirin boşanma halinde geri alınmayacağım beyan eden bu âyetin mensuh olmadığını söyleyen ve karısım boşayan kocanın, karısına verdiği mehirden bir şeyi geri almasının caiz olmayacağını, ancak karının boşanmayı istemesi halde caiz olabileceğini zikreden görüştür.

Taberi sözlerine devamla diyor ki: "Bu âyet-i kerime’nin. Bakara suresin de geçen âyetle neshedildiğini söyleyebilmek için her iki âyetin hükümlerinin birbirlerine muhalif olmada ve bağdaştırmalarının imkânsız olması durumunda söz konusu olabilir. Halbuki bu âyetlerin hükümleri, birbirleriyle çelişmemektedir. Zira, bu surede zikredilen âyet, erkeğin, kadını boşamayı istemesi halinde, ona verdiği mehirden bir şey alamayacağı ifade edilmiş, Bakara suresinde zikredilen âyette ise erkek istemediği halde kadının boşanmayı istemesi durumunda, erkeğin, kadından, boşanması karşılığında bir şeyler alabileceğini ifade etmek tedir. Âyetlerin hükümleri birbirleriyle çelişmediğine göre ve bu âyetin neshedildiğine dair de kesin bir delil bulunmadığına göre bu âyetlerden birine nâsih birine mensuh demek doğru değildir.

Taberi devamla diyor ki: "Bekir b. Abdullah el-Müzenin "Boşanma isteği kadın tarafından gelse dahi erkek, karısını boşama karşılığında ondan herhangi bir şey alamaz." şeklindeki sözü, isabetli değildir. Zira, Resûlüllah’ın, Sabit b. Kays b. Şemmas'a boşanmak isteyen karısından, vermiş olduğu mehiri geri almasını emrettiği, sahih bir haber olarak sabittir.

21 ﴿