22

Cahiliyet devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın. Çünkü bu, hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur.

Müfessirler bu âyet-i kerime’yi çeşitli şekillerde izah etmişlerdir:

a- Abdullah b. Abbas, Katade, İkrime ve Ata b. Ebi Rebaha göre bu âyeti kerime, cahiliye döneminde ölen babalarının kanlarıyla oğulların evlenmesi âdetini yasaklamıştır. Şöyle ki: İslamdan önce, cahiliye döneminde evlatlar, babalarının nikahladığı sonra da boşamaları veya ölmeleriyle ayrıldıkları kadınları nikanlıyorlardı. İslam bu çirkin tatbikatı yasakladı ve bunun bir hayasızlık, Allah’ın gazabına sebep olacak bir davranış ve çok kötü bir iş olduğunu beyan etti.

Bu hususta İkrime diyor ki: "Bu âyet-i kerime, babalarının kanlarıyla ev lenen şu kimseler hakkında nazil olmuştur: Bunlardan biri Ebû Kays b. el-Eslet'dir. Bu kişi, babası Eslet'in ölmesinden sonra analığı Ümmü Ubeyd bint-i Damre ile evlenmiştir. Bu kişilerden bir diğeri, Esved b. Haleftir. Bu da babası Halefin ölmesinden sonra, analığı olan Bint-i Ebû Talha ile evlenmiştir. Bir başkası da Safvan b. Ümeyyedir. Bu da babası Ümeyye b. Halefin ölmesinden sonra, analığı olan Fahite bint-i el-Esved ile evlenmiştir. Başka biri de, Manzur b. Rebabdır. Bu da babası Rebab b. Seyyarın ölümünden sora, analığı olan Müleyke bint-i Harice ile evlenmiştir.

b- Diğer bir kısım müfessirlere göre bu âyetin mânâsı şöyledir: "Sizler, kadınlarla, babalarınızın evlendikleri gibi fasit şekilde evlenmeyin. Ancak sizin, cahiliye dönemindeki babalarınız gibi evlenmeniz müstesnadır. Babalarınızın, cahiliye dönemindeki fasit olarak evlenmeleri hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur.

c- İbn-i Zeyd ise, bu âyeti şu şekilde izah etmiştir. "Ey insanlar, sizler, babalarınızın sahih bir nikahla evlendikleri hanımlarla evlenmeyin. Ancak onla rın, nikahsız olarak zina ettikleri kadınlar müstesnadır. Sizin, böyle olan kadınlarla evlenmeniz helaldir. Çünkü onlar, babalarınıza helal olan kadınlar değiller di. Babalarınızın onlarla böyle yapmaları hayasızlıktı, sevilmeyen bir şeydi, kö tü bir yol idi.

Taberi, bu görüşlerden ikinci görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiş, âyetin mânâsının şöyle olduğunu zikretmiştir: "Ey insanlar, sizler, babalarınızın fasit bir şekilde evlendikleri gibi evlenmeyin. Ancak sizin, cahiliye döneminde, balalarınız gibi fasit bir şekilde evlenmeniz müstesnadır, bağışlanmıştır. Zira babalarınızın fasit bir şekilde evlenleri hayasızlıktır, sevilmeyen bir şeydir ve kötü bir yoldur.

Taberi, bu görüşü tercih etmesine gerekçe Olarak cümlesinde (......) nın zikredilmesini göstermiştir. Çünkü (......) insanlar dışındaki varlıklar için kullanılır. Bu itibarla bu cümlenin mânâsı "Sizler, babalarınızın evlendikleri kimselerle (kadınlarla) evlenmeyin." mânâsı kastedilmiş olsaydı, yukarıda zikredilen cümlede (......) nın yerine (......) kullanılırdı. Zira insanlar için kullanılır.

22 ﴿