79

Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük de gelirse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara Peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.

Ey Rasûlüm, sana bolluk, nimet, afiyet ve selâmet gibi herhangi bir iyilik isabet ettiğinde bu Allah'ın sana bir lütfü ve ihsanıdır. Yine sana dokunan zorluk, sıkıntı, eziyet gibi şeyler, senin kazanmış olduğun kötülüklerdendir. Ve onları sana takdir eden de benim. Biz seni kendimize, yaratıklar arasında bir el çi kıldık. Sen onlara, gönderdiğimiz şeyleri tebliğ ile yükümlüsün. Şâyet onlar senin tebliğ ettiğin şeyleri kabul ederlerse onların lehinedir. Reddederlerse onla rın aleyhlerinedir. Sana ve onlara karşı şahit olarak Allah yeter. Zira senin tebli ğinde onların, senin tebliğin karşısındaki tutumları da Allah'a gizli değildir. O herbirinize, yaptığınızın karşılığını verecektir.

Abdullah b. Abbas bu âyetin izahında şöyle demiştir: Resûlüllah'a dokun muş olan iyiliklerden maksat, Bedir savaşında kazandığı zafer ve elde ettiği ni metlerdir. Ona dokunan kötülüklerden maksat ise Uhut savaşında başına gelen hallerdir. Mesela, o savaşta Resûlüllah'ın yüzü yaralanmış ve dişi kırılmıştı.

Katade ise bu âyetin izahında şunları söylemiştir: Bu hususta Resûlüllah'ın şöyle buyurduğu bize ulaşmıştır: "Kişiye isabet eden hiçbir odun yaralaması ayak kayması ve damar seğirmesi yoktur ki işlemiş olduğu bir günah kar şılığında olmasın. Allahü teâlâ günahların bir çoğunu da affeder."

Evet, âyet-i kerime’de kulun, içine düştüğü sıkıntı ve başına gelen belala rın kendi suçundan kaynaklandığı beyan edilmektedir. Bu hususta diğer bir âyet-i kerime’de de şöyle buyurulmaktadır: "Başınıza gelen bir musibet, kendi ellerinizle kazandığınız günahlar yüzündendir. Allah, işlenenlerin birçoğunu da affeder. Şûra sûresi, 42/30

79 ﴿