95

Mü’minlerden, özür sahibi olanlardan başka oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri, derece bakımından, oturup geri kalanlardan daha üstün kılmıştır. Allah, hepsine de güzelliği (Cenneti) vaad etmiştir. Allah, cihad edenleri, oturanlara büyük bir mükâfaatla üstün kılmıştır.

Mü’minlerden, gözleri kör, ayağı topal gibi özür sahipleri hariç, cihaddan geri kalıp oturanlarla malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, hiçbir zaman eşit değillerdir. Allah, malanyla ve canlarıyla cihad edenleri, özürlerin den dolayı oturup kalanlardan bir derece daha üstün kılmıştır. Allah, cihad edenlere de özürlerinden dolayı cihada gitmeyenlere de güzel bir vaadde bulunmuştur ki o da cennettir. Allah, cihad edenleri, özürsüz olrak cihada gitmeyenlerden üstün kılmıştır.

Bera b. Âzib, Zeyd b. Erkam, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr, Abdullah b. Şeddad, Süddi ve Ebû Abdurrahman nakledildiğine göre bu âyet-i kerime, önce "Mü’minlerden, oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir değildir." şeklinde nazil olmuştur. Bunun üzerine, İbn-i Ümmi Mektum ve Ebû Ahmed b. Ceyş gibi körlerin, cihada katılmadıkla rından dolayı üzüntülerinin Resûlüllah'a bildirilmesi üzerine âyet-i kerime’nin, "Özür sahibi olanlar hariç." bölümü de inmiş ve âyet "Mü’minlerden, özür sahibi olanlardan başka, oturanlarla Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir değildir." şeklini almıştır.

Mervan b. Hakem, Zeyd b. Sabit'in şunları söylediğini rivâyet etmiştir.

"Resûlüllah, Zeyd'e "Mü’minlerden geri kalanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir." âyetini yazdırırken, İbn-i Ümmi Mektum çıkagelmiş ve "Ey Allah'ın Resulü, Allah'a yemin olsun ki, eğer cihada gücüm yetseydi elbette cihad ederdim." demiştir. İbn-i Ümmi Mektum kör bir kişiydi. Zeyd iyor ki: "Bunun üzerine Allahü teâlâ, Peygamberine vahiy indirdi. Onun dizi benim dizi min üzerindeydi. Dizi ağırlaştı. Öyle ki ben, dizimin ezileceğinden korktum. Sonra vahiy bitince Resûlüllah açıldı ve Allahü teâlâ "Özür sahibi olanlar müs tesnadır." bölümünü indirdi. Buhari, K. Tefsir el-Kur'an Sûre, 4, bab: 18

Bera b. Âzib diyor ki: "Mü’minlerden oturup kalanlarla Allah yolunda cihad edenler" âyeti inin ce Resûlüllah, "Filanı çağırın gelsin." dedi. Ona, yanında mürekkep hokkası ve bir levha yahut da kürek kemiği ile birlikte Zeyd b. Sabit geldi. Resûlüllah ona dedi ki: "Mü’minlerden oturup kalanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir." diye yaz." O sırada Resûlüllah'ın arkasında İbn-i Ümmi Mektum bulunu yordu. Dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü, ben âmâ biriyim." İşte bunun üzerine âyet-i kerime "Mü’minlerden özür sahibi olanlardan başka, oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler bir değildir." şeklinde nazil oldu." Buhari, K. Tefsir el-Kur'an Sûre, 4, bab: 18

Abdullah b. Abbas, bu âyet-i kerime’de, bir kısım mü’minlerin gitmeyip diğer mü’minlerin gittiği zikredilen, Allah yolunda cihaddan maksadın, Bedir savaşında cihad etmek olduğunu söylemiş ve Bedir savaşına katılmayanların da savaşanların derecelerine ulaşmasalar bile, Allah'ın, hepsine de güzel vaadlerde bulunduğunu zikretmiştir. Bkz. Buharî, K. Tefsir el-Kur'an Sûre 4, bab: 18

95 ﴿