96Bu da, onlara, Allah tarafından verilen dereceler, mağfiret ve rahmettir. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Allah, cihad edenleri, özürsüz olarak cihada gitmeyenlerden büyük bir mükâfaatla üstün kılmıştır. Bu mükâfaat ta Allah'ın ikram ettiği yüksek dereceler, günahlarını affetmesi ve Allah yolunda verdikleri imtihan dolayısıyla onla ra, merhametli davranmasıdır. Zira Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Peygamber efendimiz bir lıadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: "Allah, kendi yolunda cihad edenler için cennette yüz derece hazırlamış tır. Her derecenin arası gökle yer arası kadardır. Buhari, K. el-Cihad, bab: 4 Müslim, K. el-İmare, bab: 116 1 indis No: 1884 Müfessirler, burada zikredilen derecelerden neyin kastedildiği hususunda çeşitli görüşler zikretmişlerdir. Katade'ye göre bu derecelerden maksat, müslüman olma, müslüman iken hicret etme, hicret ettikten sonra cihad etme, cihad etme sırasında düşman öl dürme gibi derecelerdir. Bunların her biri başlı başına birer derecesidir. İbn-i Zeyd'e göre ise burada zikrdilen derecelerden maksat, Allahü teâlâ'nın, tevbe suresinin yüz yirmi ve yüz yirmi birinci âyetlerinde zikrettiği yedi derecedir. Bu âyetlerde şöyle buyurulmaktadır. "Medine halkı ve çevresinde bu lunan Bedevilere, Peygamberle birlikte savaşa çıkmaktan geri kalmaları, kendi canlarını, onun canından daha çok sevmeleri yakışmazdı. Çünkü onlar için, Allah yolunda uğrayacakları susuzluk, yorgunluk, açlık, düşmanlarını kızdıracak bir yere ayak basmaları ve düşmana verdikleri her zarar karşılığında salih bir amel yazılır. Şüphesiz ki Allah, iyilik yayanların mükafaatını zayi etmez." "Sarfettikleri az veya çok herhangi bir mal ve Allah yolunda aştıkları herhangi bir vadi, onlar için îesbit edilip yazılacaktır ki Allah onları yaptıklarının en güzeliyle mükâfaatîandırsın." Tevbe sûresi 9/120, 121 İbn-i Muhayriz ise bu âyette zikredilen derecelerden maksadın, cennette ki dereceler olduğunu söylemiştir. Taberi, bu görüşü tercih etmiştir. Zira, bundan önceki âyette Allahü teâlânin, cihad edenleri, oturup kalanlardan büyük bir mükâfaatla üstün kıldığı zikre dilmiştir. Bu âyette ise o büyük mükûfaatın ne olduğu açıklanmış, onun, bir kı sım dereceler, Allah'ın affı ve merhameti olduğu zikredilmiştir. |
﴾ 96 ﴿