158İnkâr edip Meryem'e büyük bir iftira attıkları ve "Allah'ın Resulü, Meryemoğlu Mesih İsa'yı biz öldürdük." dedikleri için Allah onlara lanet etmiştir. Onlar İsa'yı ne öldürler ne de astılar. Fakat öldür dükleri kimse onlara İsa gibi göründü. İsa hakkında ihtilafa düşenler ger çekten şüphe içindedirler. Onların bu hususta zan'na uymaktan başka bir bilgileri yoktur. Kesin olarak İsa'yı öldürmediler. Bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yahudilerin inkhar etmeleri ve hiçbir delil olmaksızın Meryem'e zina is-nad ederek büyük bir iftirada bulunmaları "Allah'ın Resulü, Meryemoğlu Mesih İsa'yı biz öldürdük," demeleri sebebiyle Allah onları lanete uğrattı. Halbuki onlar, İsa'yı ne öldürdüler ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse onlara İsa gibi göründü. İsa hakkında ihtilafa düşen bu Yahudiler, onun öldürülmesi hususunda elbetteki şüphe içindedirler. Öldürdükleri kişinin kim olduğu hakkında onların hiçbir bilgileri yoktur. Sadece öldürdükleri kimsenin İsa olduğu zannına kapıl dılar. Onlar, kesin olarak İsa'yı öldürmediler. Bilakis Allah, İsa'yı diri olarak kendi katma yükseltti. Allah, herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir. Âyet-i kerime’de, Yahudilerin, Hazret-i Meryem'e attıkları zikredilen iftira dan maksat, ona zina isnad etmeleridir. Nitekim Abdullah b. Abbas, Süddi ve Cüveybir, buradaki iftiradan maksadın zina isnad etmek olduğunu söylemişlerdir. Âyet-i kerime’de, Yahudilerin, Hazret-i İsa'yı öldürmedikleri, onu asmadıkları fakat öldürülen kişinin İsa'ya benzetildiği zikredilmektedir. Müfessirler, öldürülen bu kişinin, İsa'ya nasıl benzetildiği hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir. Bunlar şu üç şekilde özetlemek mümkündür. a- Harun b. Anterenin Vehb b. Münebbih'ten Rivâyet ettiğine göre, Vehb, Öldürülen kişinin Hazret-i İsa'ya benzetilmesi hususunda özetle şunları zikretmiştir: "İsa, havarilerinden on yedi kişiyle birlikte bir eve girdiler. Yahudiler evin çev resini kuşattılar. İçeri girdiklerinde Allah'ın, evde bulunanların hepsini İsa'nın şekline çevirdiğini gördüler. Onlara: "Bizi büyülediniz. Ya İsa'nın kim olduğu nu bize gösterirsiniz veya hepinizi öldürürüz." dediler. Bunun üzerine İsa, arka daşlarına: "Bugün sizden cennet karşılığında canını kim satar?" diye sordu. İçlerinden biri, "Ben satarım" dedi. Sonra çıkıp evi kuşatanların yanına gitti ve "İsa benim" dedi. Allah onu İsa'nın şekline sokmuştu. Onlar onu yakalayıp öl dürdüler. Sonra da astılar. Astıkları kişi onlara İsa olarak gösterilmişti. Bu se beple onlar İsa'yı öldürdüklerini zannettiler. Hristiyanlar da aynı zanna düştüler. Halbuki Allahü teâlâ o gün İsa'yı kendi katına yükseltmişti. b- Abdüssamed b. Ma'kıl'ın Vehb b. Münebbih'ten naklettiği diğer bir gö rüşe göre ise Vehb özetle şunları söylemiştir: Allahü teâlâ Hazret-i İsa'ya, dünyadan ayrılacağını bildirince o ölümden korkmuş ve ölüm ona ağır gelmiştir. Bunun üzerine o, havarilerini çağırıp onlara bir yemek vermiş ve bizzat kendi eliyle onlara hizmet etmiş, onların da birbirlerine karşı, kendisinin onlara davrandığı gi bi davranmalarını emretmiştir. Sonra havarilerinden, Allah'a yalvarıp ecelinin ertelenmesini niyaz etmelerini istemiştir. Fakat havarileri her dua etmeye giriş tiklerinde kendilerini uyku basmış ve uykuya dalmışladır. Hazret-i İsa onları uyandirmaya çalışmış ve onlara "Sübhanallah, bana yardımcı olmak için tek bir gece olsun sabredemiyor musunuz?" demiştir. Onlar da: "Vallahi bilmiyoruz bize ne oldu. Bizler geceleri oturup sohbet ediyorduk, sohbetimiz uzun sürüyordu. Bu gün ise sohbet etmeye takatimiz yok. Biz, her dua etmek istediğimizde duamıza engel olunuyor." dediler. Bunun üzerine İsa: "Herhalde çoban gidecek koyunlar dağılacaktır." dedi. Ve buna benzer şeyler söyleyerek öleceğine işaret etti. Son ra şöyle dedi: "Gerçek şu ki bu gece horoz ölümünden önce sizden biriniz beni üç kere inkâr edecektir. Yine sizden biriniz basit dirhemler karşılığında beni sa tacak ve benim değerim olan o dirhemleri yiyecektir." Sonra evden çıktılar ve dağılıp gittiler. Yahudiler İsa'yı arıyorlardı. Onlar, İsa'nın havarilerinden biri olan Şem'un'u yakaladılar. "Bu onun arkadaşlarından biridir." dediler. Şem'un inkâr etti ve "Ben onun arkadaşı değilim." dedi. Sonra o kişiyi başka bir grup yakala dı. Onlara karşı da inkâr etti. Sonra horozun ötmesini işitti ve üzülerek ağladı. Sabah olunca havarilerden biri Yahudilere gidip: "Ben size İsa'yı gösterecek olursam bana ne verirsiniz?" dedi. Onlar ona otuz dirhem verdiler. Onu aldı ve İsa'yı onlara gösterdi. Fakat onlar İsa'yı başka biriyle karıştırmışlardı. Onlar İsa'yı yakalayıp ellerini bağladılar. Onu çekip sürükleyerek götürdüler ve ona: "Sen ölüleri diriltiyor, şeytanı kovuyor ve delileri iyileştiriyorsun ha? Şimdi kendini bu ipten kurtarsana?" dediler. Ona tükürüyorlar, üzerine dikenler atıyorlardı. Nihâyet onu, asmak istedikleri ağacın yanına getirdiler. Allahü teâlâ orada, İsa'yı çekip kendi katına aldı. Onl'ar ise İsa'ya benzetilen kişiyi astılar. Astıkları kişi orada yedi gün kaldı. İsa'nın annesiyle İsa'nın, delilik hastalığını tedavi etti ği kadın gelip asılan kişinin yanında ağlamaya başladılar. İşte o sırada İsa onlara geldi ye "Niçin ağlıyorsunuz?" dedi. Onlar da "Senin için ağlıyoruz." dediler. İsa: "Allah beni kendi katına yükseltti. Bana hiçbir şey olmadı. Onların astıkları bu kişi bana benzetilen birisidir. Siz, havarilere söyleyin de falan yerde benî görsünler." dedi. Havariler on bir kişi olarak orada İsa ile karşılaştılar. İsa ken disini Yahudilere göstererek para karşılığında satan arkadaşını onların içinde göremedi ve o kişinin ne olduğunu sordu. Onlar da: "O, yaptığına pişman oldu ve intihar etti." dediler. Bunun üzerine İsa, "Eğer tevbe etmişse Allah onun tevbesini kabul etmiştir." dedi. Sonra İsa havarilere: "Haydi gidin sizden her biriniz bir milletin dilini konuşur olacaktır. O, dilini konuştuğu kavmi uyarsın ve dine davet etsin." dedi. c- Katade, Süddi, Kasım, İbn-i İshak, İbn-i Cüreyc ve Mücahid'e göre ise öldürülen kişinin Hazret-i İsa'ya benzetilmesi şu şekilde olmuştur: Hazret-i İsa ile havarileri bir evin içinde bulunurken Hazret-i İsa onlardan birinden, kendisine benzetilerek yerine öldürülmesini istemiş, arkadaşlarından biri de bunu kabul etmiş ve o kişi, Allah tarafından İsa'ya benzetilmiş ve öldürülmüştür. Meryemoğlu İsa da göğe kaldırılmıştır. Süddi'ye göre Hazret-i İsa'nın arkadaşlarının sayısı on dokuz, İbn-i ishak'a gö re on üç veya on dörttür. İbn-i İshak, Hazret-i İsa'ya benzetilerek öldürülen kişinin adının "Sercis" olduğunu söylemiştir. Bu hususta Süddi'nin özetle şunları söyle diği rivâyet edilmektedir: İsrailoğulları, Hazret-i İsa'yı ve Havarilerinden on dokuz kişiyi bir evin içinde kuşatmışlar. Bunun üzerine İsa, arkadaşlarına: "Kim benim şeklime girip de öldürülecek olursa onun için cennet vardı." demiştir. Onlardan biri İsa'nın şekline girmiş İsa ise göğe çıkmıştır. Havariler evden dışarı çıkınca onları kuşatmışlar, çıkanların sayısının on dokuz olduğunu görmüşler onları saymışlar fakat sayıla rının daha öncekilerden bir kişi daha az olduğunu görmüşlerdir. Ancak İsa'nın şekline giren adamı da onların içinde görmüşler fakat onun İsa olup olmadığın da şüphe etmişlerdir. Nihâyet o kişiyi İsa zannederek öldürüp asmışlardır. İşte Allahü teâlâ: "Onlar İsa'yı ne öldürdüler ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse onlara İsa gibi göründü." âyetinde bunu ifade etmektedir. Taberi bu görüşlerden birinci görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir. Yani İsa ile birlikte evde bulunanların hepsinin İsa'ya benzer hale geldikleri ni, Yahudilerin, onlardan birini İsa zannederek öldürdüklerini, Hristiyanların da İsa'nın öldüğünü zannettiklerini, aslında ise İsa'nın göğe çekildiğini söyleyen görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir. Zira İsa ile beraber olan havariler, içlerinden birinin İsa'ya benzetildiğini ve İsa'nın, onların arasından göğe kaldı rıldığını bizzat müşahade etmiş olsalardı Hazret-i İsa'nın ne olduğu ve ona benzetile nin kim olduğu Yahudiler tarafından bilinmese de bu havariler tarafından bilinir ve bu şekilde yayılırdı. Halbuki havariler de meselenin nasıl olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip değillerdi. Çünkü hepsi de İsa'ya benzetildiklerinden hangisinin gerçek İsa olduğu havariler tarafından da bilinememiş böylece Yahu diler de Hristiyanlar da öldürülen kişinin Hazret-i İsa olduğu hakkında ittifak etmişlerdir. Halbuki Allahü teâlâanm bildirdiği gibi gerçekte onlar İsa'yı öldürmemişler ve asmamışlardır. Bilakis onlardan biri İsa'ya benzetilmiştir. Taberi diyor ki: "Vehb b. Münebbih'ten nakledilen ikinci görüş de doğru olabilir. Yani bütün havariler İsa'nın yanından ayrıldıktan sonra evin içinde İsa bir de onun şekline sokulan arkadaşı kalmıştır. Hazret-i İsa göğe çekilmiş ona benzetilen kişi ise öldürülmüştür. Bu sebeple hem Hazret-i İsa'nın rakadaşlan hem de Yahudiler, öldürülüp asılan kişinin İsa olduğunu sanmışlardır. Zira onlar öldürülen kişinin İsa'ya benzediğini görmüşler, o kişinin, İsa'nın şekline dönüştüğü sırada ise yanında bulunmamışlardır. Onlar İsa'nın öleceğini geceleyin kendilerine ha ber verdiğini bildikleri için öldürülenin gerçekten İsa olduğunu zannetmişler ve bunu böylece insanlara aktarmışlardır. Bu mazeretlerinden dolayı da yalancı olma sıfatından kurtulmuşlardır. Âyet-i kerime’de: "İsa hakkında ihtilafa düşenler, gerçekten şüphe içindedirler. Onların bu hususta zanna uymaktan başka bir bilgileri yoktur." buyurulmaktadır Bu ifade yukarıda zikredilen birinci görüşe göre izah edildiğinde bu nun mânâsı şöyledir: İsa'yı ve arkadaşlarım kuşatan Yahudiler onu öldürmek is tediklerinde ihtilafa düştüler. Zira onlar eve girmeden önce orada bulunanların sayısını biliyorlardı. İçeri girince bir kişinin eksik olduğunu gördüler. Oradakilerin hepsi de İsa'ya benzediklerinden içlerinden birini şüpheli bir şekilde öldür düler. Bu hususta kesin bir bilgileri yoktu. Sadece zanlarına uydular. Yukarıda zikredilen ikinci görüşe göre ise âyetin bu bölümünün izahı şöyledir: İsa'nın yanında bulunanlar, dağılıp gittikten sonra onu öldürmek isteyen Yahudiler evde kalan kişinin mi İsa olduğu yoksa çıkıp gidenlerden birinin mi İsa olduğu hususunda ihtilaf ettiler. Onu öldürüp öldürmediklerinde şüpheye düştüler. Çünkü onlar eve girip orada bulunanları saydıklarında onların, dışarı çıkanlardan ve evde bulunan kişilerin sayısından fazla olduklarını görmüşlerdi. Bu sebeple öldürdükleri kimse İsa mı yoksa başkası mı diye şüpheye düştüler, . Fakat onlar, öldürdükleri kimse İsa'ya benzediği için "Biz İsa'yı öldürdük." de diler. Halbuki onların öldürdükleri kişinin İsa olup olmadığı hususunda bir bil gileri yoktu. Onlar sadece zanna tabi olmuşlardı. Âyet-i kerime’de geçen ve "Kesin olarak İsa'yı öldürmediler." diye tercü me edilen ifadesi Taberi tarafından "Onlar bu zanlarını kesin bir bilgi ile gidermediler." şeklinde izah edilmiş, Abdullah b. Abbas'ın da âyetin bu bölümünü bu şekilde izah ettiği rivâyet edilmiştir. Âyet-i kerime’nin sonunda "Allah herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahi bidir." buyurulmaktadır. Bunun izahı şöyledir: Allah, kendilerine zulmeden Ya hudileri çığlıkla yakalayarak ve onları lanetine uğratarak onlardan intikam aldığı gibi her zaman düşmanlarından intikam alır. Kimse ona karşı koyamaz. Yarattıklarını sevk ve idare etmesinde hikmet sahibidir. Onlar arasında hüküm ve recek olan da O'dur. O halde Ey Muhammed'den üzerlerine kitap indirilmesini isteyenler, atalarınızın Peygamberlerini yalanlamaları ve dostlarına karşı iftiralar atmaları yüzünden çarpıldıkları gibi cezama çarptırılacağınızdan korkun. Hazreti İsa'nın Göğe Yükselişi Allahü teâlâ Hazret-i İsa'yı apaçık delillerle ve hidâyetle Peygamber olarak gönderdi. Fakat Yahudiler Allah'ın, Hazret-i İsa'ya Peygamberlik vermesini ölüleri diriltme, körlerin gözlerini açma, cüzzamlıları iyileştirme, çamurdan kuş yapıp ona üfleyerek gerçek kuş haline getirme gibi mucizelerle donatmasını çekeme diler. Bu sebeple onu yalanladılar ve ona karşı çıktılar. Ellerinden gelen çeşitli eziyetler yaptılar. Öyle ki Hazret-i İsa onlarla bir arada yaşayamaz oldu ve annesiyle beraber şehir şehir gezmeye başladı. Fakat Yahudiler bununla da kalmayıp onu, putperest olan zamanın Şam genel valisine şikâyet ettiler. Hazret-i İsa'nın, insanları yoldan çıkardığını ve onları idarecilere karşı kışkırttığını söylediler. Vali buna çok kızdı. Kudüs'teki temsilcisine mektup yazarak ona karşı tedbir almasını ve onu asarak başına dikenler koymasını ve insanları ondan kurtarmasını emretti. Mektup Kudüs temsilcisine ulaşınca temsilci, Valinin emirlerine uydu. Yahudilerden bir grupla beraber Hazret-i İsa'nın on iki veya on üç yahut on yedi arkadışla beraber bulunduğu eve gitti. Olay bir cuma günü ikindi vakti başlayıp cumartesi gecesi devam etti. Bu gidenler Hazret-i İsa'nın evini kuşattılar. İçende bulunan hava rilerden biri Allah tarafından Hazret-i İsa'ya benzetildi, İçeri giren valinin adamları bu kişiyi öldürdüler sonra da götürüp astılar. Hazret-i İsa ise Allah tarafından kendi katına yükseltildi. Hazret-i İsa hakkında Hristiyanlar üç gruba ayrılmışlardır; a- NASTURÎLER: Bunlar "İsa aramızda Allah'ın oğluydu. Sonra Allah onu alıp kendisine yükseltti." dediler. b- YAKUBİLER: Bunlar diyorlardı ki: "Allah, İsa'nın şeklinde içimize gelmişti. Sonra göre göğö çıktı." c- GERÇEKTEN İMAN EDENLER: Bunlar da diyorlardı ki: "İsa ara mızda Allah'ın kulu ve Peygamberiydi. Sonra Allah onu yükseltip kendisine aldı." Ne yazık ki, iman etmeyen ilk iki grup iman edenler galip gelerek onları ortadan kaldırdılar. Nihâyet Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Tevhid inancı tekrar ortaya çıktı. |
﴾ 158 ﴿