162Fakat onlardan, ilimle derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Özellikle namazı kılanlara, bir de zekatı veren ve Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara büyük bir mükâfaat vereceğiz. Müfessirler bu âyet-i kerime’yi iki şekilde izah etmişlerdir; Birinci izah şekli mealde veridiği gibidir. Taberi'nin yaptığı ikinci izah şekli ise şöyledir: "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilen kitaba ve senden önce indirilen kitaba ve namaz kılan meleklere iman eden mü’minlere, zekat verenlere, Allah'a ve âhiret gönüne iman edenlere elbette ki büyük bir mükâfaat vere ceğiz." Taberi, âyet-i kerime’nin bu son şekilde izah edilmesini tercih etmiş bu nunla birlikte âyetin izahmdaki çeşitli görüşleri özetle şu şekilde zikretmiştir. "Âyet-i kerime’de geçen ve "Namaz kılanlar" diye tercüme edile cümlesindeki kelimesinin merfu mu yoksa mensub mu veya mecrur mu olduğu hususunda farklı görüşler zikredilmiştir: 1- Eban b. Osman b. Affan ve Hazret-i Âişe'den nakledilen bir görüşe göre bu kelime aslında şeklinde merfudur. Fakat hattatlar yan lışlıkla bunu şeklinde yazmışlardır. Bu izaha göre âyetin bu bölümünün mânâsı şöyledir: "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sa na ve senden önce indirilenlere iman edenlere, namazlarını dosdoğru kılanlara, zekatlarım verenlere ve Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara ya kında büyük bir mükâfaat vereceğiz." 2- Diğer bir kısım âlimlere göre ise kelimesi harfi ile mensubdur. Aslında âyette zikredilen diğer sıfatlar gibi bu sıfatın da merfu olması gerekirken ancak bu sıfat, ilimde derinleşenlerin sıfatı olduğundan ve sıfatla mevsuf arasına uzun bir cümle girdiğinden bu sıfat mevsuf undan, irab yönünden ayrılmış ve "Överim" anlamında olan gizli bir fiil ile mensub okun muştur. Bu izaha göre âyetin mânâsı şöyledir: "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman eden mü’minlere, namazlarını dosdoğru kılanlara -ki onları överim- zekatlarını verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, evet işte onlara yakında bir mükâfaat vereceğiz." 3- Diğer bir kısım âlimlere göre kelimesi harfi ile mecrurdur. Ancak bunlar harfi ile mecrur olduğunu kabul ettikleri bu ke limenin ne sebepten dolayı mecrur olduğu hususunda çeşitli izahlar zikretmişlerdir. a- Bazılarına göre bu kelime, cümlesindeki harfine atfedildiği için bu harfi esre okutan harf-i ceriyle mecrurdur. Bunlar âyete iki şekilde mânâ vermişlerdir: aa- "Fakat onlardan ilimde derinleşenlere, sana indirilene, senden önce indirilenlere ve namazın dosdoğru kılınacağına iman edenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara büyük bir mükâfaat vereceğiz." bb- "Fakat onlardan ilimde derinleşenlere, sana indirilene, senden önce indirilenlere ve namaz kılan meleklere iman eden mü’minlere, zekâtlarını verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara büyük bir mükâfaat ve receğiz. b- Diğer bir kısım âlimlere göre kelimesi, gizli olan bir harfi ile mecrurdur. Buna göre de âyetin mânâsı şöyledir: "Fakat onlardan ilimde derinleşenlere, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman eden ve namaz kılanlara inanan mü’minlere, zekat verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara yakında büyük bir mükâfaat vereceğiz." c- Başka bir kısım âlimlere göre kelimesi, gizli olan bir harf-i ceriyle mecrurdur. Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman edenlere, namaz kılanlardan ilimde derinleşmiş olanlara, zekatlarını verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte onlara yakında büyük bir mükâfaat vereceğiz. d- Diğer bir kısım âlimlere göre ise bu kelime harf-i ceriyle mec rurdur. Buna göre de âyetin mânâsı şöyledir: "Fakat onlardan ilimde ileri gidenlere, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman eden mü’minlere, zekâtı ve renlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere işte onlara büyük bir mükâfaat vereceğiz. Taberi bu görüşlerden kelimesinin cümlesindeki harfine atfedilerek mecrur olduğunu söyleyen ve cümlesindeki namaz kılanlardan maksadın melekler olduğunu söyleyen görüşün isabetli olduğunu zikretmiş ve bunu tercih etliğine dair delillerini serdetmiştir. |
﴾ 162 ﴿