66Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni tatbik etseydiler, üstlerinden ve ayaklarının altından rızıklandırıldıkları nimetleri yerlerdi. Onlardan bir kısmı mutedil bir ümmettir. Bir çoklarının yaptıkları da ne kötü bir şeydir. Eğer, ehl-i kitap olan Yahudi ve Hristiyanlar, Tevrat ve İncil'in ve Rableri tarafından Muhammed'e indirilen Kur'an'ın hükümleriyle amel etmiş olsalardı elbette ki Allah, onlara bol nimetler verirdi ve onlar, üstlerindeki göklerden gelen bolca yağmurların, altlarında bulunan yeryüzünün çeşitli bitki ve mahsullerine hayat vermesi neticesinde bu nimetlerden bol bol yerlerdi. Bunlardan bir topluluk vardır ki orta yolu tutar. Dini hususta ne aşın gider, ne de eksik bırakır. Adaletli davranır. Fakaî Yahudi ve Hristiyanlardan çoğunun yapmış oldukları amelleri pek fenadır. Hristiyanlar, İsa'nın, Allah'ın oğlu olduğunu iddia etler ve Muhammed'i yalanlarlar. Yahudiler ise hem İsa'nın hem de Muhammed'in Peygamberliğini yalanlarlar. Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki: "Ehl-i kitap nasıl olur da Tevrat'ı, İncil'i ve Muhammed'e indirilen Kur'an'ı tatbik etmiş olabilirler? Çünkü bu kitaplar yer yer birbirlerine muhalif hükümler ihtiva etmektedirler ve birbirlerini neshetmektedirler." Cevaben denilir ki: "Her ne kadar kitaplar bazı hükümlerinde birbirlerine muhalif olmuş ve birbirlerini neshetmişlerse de zaman içinde değişmeyen temel hükümlerde müttefiktirler. Mesela, Allah'ın Peygamberlerine iman etme, onların, Allah'ın katından gönderildiklerini tasdik etme bu temel hükümlerdendir. İnsanların Tevrat'ı, İncil'i ve Hazret-i Muhammed'e gönderilen Kur'an'ı tatbik etmelerinden maksat, onlarda bulunan hükümlerden hepsinin hak olduğuna inanmaktır. Onların, üzerinde ittifak ettikleri temel esasları tasdik etmektir. Ve her ümmetin kendisine indirilen kitaptaki özel hükümlerle, neshedilmeden önce amel etmesidir. Âyet-i kerime’de ehl-i kitaptan bazılarının mutedil bir ümmet oldukları zikredilmektedir. Bu kimselerden maksat, onların içinden müslüman olanlardır. Zira onlar Hazret-i İsa hakkında itidali muhafaza etmişler, onun, Allah'ın Peygamberi olduğunu ve Allah'ın Meryem'e ilka ettiği ruhu olduğuna inanmışlar ve aşın giderek onun, Allah'ın oğlu olduğunu veya iffetsiz bir kadının çocuğu olduğunu söyl emem işlerd ir. Âyet-i kerime’nin sonundu: "Bir çoklarının yaptıkları da ne kötü şeydir." buyurulmaktadır. Bunlardan maksat, ehl-i kitabın, Hazret-i Muhammed'e iman etmeyenleridir. Ehl-i kitaptan Hristiyan olanlardan bazıları Hazret-i Muhammed'i yalanlayıp Hazret-i İsa'nın, Allah'ın oğlu olduğunu iddia etmişler, Yahudiler ise Hazret-i Muhammed'i yalanladıkları gibi Hazret-i İsa'yı da yalanlamışlardır. Böylece yaptıkları şey çirkin bir iş olmuştur. |
﴾ 66 ﴿