39Hiçbir fitne kalmayincaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer kötülükten vaz geçerlerse, şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını çok iyi görür. Ey mü’minler, kâfirlerle savaşın ki ortada şirk kalmasın, sadece Allah'a kulluk edilsin. Allah'ın kulları fitneye düşmekten kurtulsun. Yeryüzünde sadece Allah'ın dini hakim olsun. Eğer kâfirler, Allah’a ortak koşmaktan ve onu inkâr etmekten vaz geçer de hak dine dönerlerse şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını çok iyi görendir. Kullarının yaptıklarından hiçbir şey ona gizli değildir. Âyet-i kerime’de zikredilen "Fitne"den maksat, Allah'a ortak koşmak ve İnkârcılığa düşmektir. Allahü teâlâ âyet-i kerime’de mü’minlerin, dinlerinden çıkarılıp şirke ve İnkâra düşürülmeden için ve sadece Allah'a ibadet etmeleri ve onu bilrelemeleri için savaşmaları emredilmiştir. Bu hususta Urve b. Zübeyr diyor ki: "Allahü teâlâ, Resûlüllah'a peygamberliği verince o kavmini hidâyet ve nur olan dine çağırdı Kureyş'liler buna karşı, önceleri sert davranmadılar. Ancak Resûlüllah onların tağutlarını reddedince müşrikler sertleştiler, Resûlüllah’a tabi olan mü’minleri dinlerinden çıkarıp tekrar sirke düşürmeye çalıştılar. Bunun üzerine Resûlüllah mü’minleri Habeşistana hicret ettirdi. Müşrikler gevşediler. Habeş ist andaki müslümanlar, Mekkede durumunu sakin olduğu ve dinlerinden çıkmayan zorlarım ay ac aklan kanaatıyla Mekke'ye döndüler. Bu sırada Medine'de de müslümanlar çoğalmaya başlamıştı. Bu durum, müşrikleri tekrar kızdırdı. Onlar, mü’minleri dinlerinden döndürmeye çalıştılar. Resûlüllah bu sefer de mü’minlere, Medine'ye hicret etmelerini emretti. Daha sonra ise kendisini hicret etmesine izin verildi. Ardından mü’minlere, kâfirlere karşı savaşma emri geldi. Tâ ki mü’minleri, tekrar Allah'a ortak koşma fitnesine düşürmesinler. |
﴾ 39 ﴿