3

Bu, Allah ve Resulünü, Müşriklerden uzak olduklarına dair, büyük Hac gününde, insanlara, Allah ve Resulü tarafından yapılan bir tebligattır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah âciz bırakamazsınız. Kâfirleri, can yakıcı bir azapla müjdele.

Bu âyet, Büyük Hac gününde, Allah ve Resulünün, bütün müşriklerden beri olduklarına, onlardan uzak olduklarına dair ve yine, Allah ve Resulü tarafından yapılan bir tebligattır. Ey Müşrikler, eğer tevbe ederseniz bilin ki bu sizin için çok hayırlıdır. Şâyet bu ikazları dinlemez, bu ihtarlardan yüz çevirseniz bilin ki Allah'ı âciz bırakamazsınız. O, size, lâyık olduğunuz cezayı mutlaka verir. Onun vereceği cezaya kimse engel olamaz.

Ey Resulüm, o kâfirleri, acıklı bir azap ile müjdele. Onların azapla müjdelenmesi, kendilerini alçaltıcı bir ifadedir. Zira, müjdelenmek, sevinçli bir haber için söz konusudur. Bu ifadede ise onların, çok acıklı bir azaba düşecekleri belirtilmektedir. Bu sebeple onlar, müjdelenmiş değil, alay edilmiş, küçük düşürülmüş oluyorlar.

Müfessirler, âyette zikredilen "Büyük Hac günü"nden neyin kastedildiği hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir.

a- Hazret-i Ali, Ebû Ceheyfe, Atâ, Hazret-i Ömer, İbn-i Zübeyr Muhammed b. Kays, Mücahid ve Abdullah b. Abbas'a göre burada zikredilen "Büyük Hac Gü-nü"nden maksat, Arafa günüdür.

Ebû es-sahba diyor ki: "Ben, Ali b. Ebi Talib (radıyallahü anh)'a büyük Hac gününün hangi gün olduğunu sordum. O da dedi ki "Resûlüllah, Ebû Ebubekir (radıyallahü anh)'in insanlara Hac yaptınnak için gönderdi. Beni de tevbe suresinin kırk âyetiyle birlikte gönderdi. Ebubekir Arafata vardı. Arafa günü hutbe okudu. Hutbeyi bitirdikten sonra bana döndü ve "Ey Ali kalk, Resûlüllah'ın mesajını ilet" dedi. Ben de kalktım. Tevbe suresin'den kırk âyet okudum. Sonra birlikte Minaye geldik. Şeytan taşladım kurbanı kestim, başımı tıraş ettim. O sırada anladım ki, topluluklar, Arafa günü Ebubekir'in hutbesinde bulunmamışlar. Ben çadırları gezdin. Onlarda bulunan insanlara tevbe suresinin baş tarafını okudum. Sanırımki benim bayram gününde böyle yapmamdan dolayı büyük hac gününü, bayram günü olduğunu sandınız, dikkat edin, o Arafa günüdür."

Abbad el-Asri diyor ki: "Ben, Ömer b. el-Hatbın şöyle didiğini işittim.: "Bugün Arafa günüdür, büyük hac günüdür. Bu günde kimse oruç tatmasın."

Muhammed b. Kays da, Resûlüllah'ın Arafa günü akşamleyin hutbe okuduktan sonra "Bu büyü hac günüdür." dediğini söylemiştir.

b- Yine Hazret-i Ali, Abdullah b. Ebi Evfa, Muğire b. Şu'be, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr, Ebû Cüheyfe, Abdullah b. Şeddad, Nâfi b. Cübeyr, İbrahim en-Nehaî, Şa'bi, Mücahid, İkrime, Zühri, Humeyd, Abdullah b. Ömer, Atâ, İbn-i Zeyd ve Süddi'ye göre ise, âyette zikredilen "Büyük hac günü"nden maksat, kurban bayramı günüdür. Bu hususta Haris, Hazret-i Ali'nin şunları söylediğini rivâyet etmiştir.

"Ben, Resûlüllah'tan, büyük hac gününün hangi gün olduğunu sordum. O da" Kurban bayramı günüdür."dedi Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an Sûre, 9 I İN: 3088-3089 Taberi, bunu ifade eden başka bir hadisi Abdullah b. Ömer'den ve Resûlüllah’ın sahabilerinin birinden de Rivâyet etmiştir.

c- Mücahidden nekledilen diğer bir görüşe göre büyük hac gününden maksat, haccın bütün günleridir. Tek bir gün değildir.

Taberi, bu görüşlerden, ikinci görüşün daha evla olduğunu, büyük hac gününden maksadın, Kurban bayramı günü olduğunu söylemiştir. Zira, daha önce de zikredildiği gibi bunun böyle olduğuna dair Resûlüllah'tan hadis Rivâyet edilmiştir.

Müfessirler; Kur'anda zikredilen bu güne, "Büyük hac günü" denilmesinin sebebi hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir.

a- Hasan-i Basri ve Abdullah b. el- Haris b. Nevfel'e göre, bu güne "Büyük hac günü" denmesinin sebebi, bu hacda, müslümanlarm ve müşriklerin, birleşerek hac yapmaları ve bugünün, Yahudi ve Hristiyanların bayram gününe denk gelmiş olmasındandır.

b- Mücahide göre ise bugüne "Büyük hac günü" denmesinin sebebi, bu haccın, hacc-ı kıran olmasıdır. Haac-ı ifrat ise, küçük hac sayılmaktadır.

c- Atâ, Âmir eş-Şa'bi, Mücahid, Abdullah b. Şeddad ve Zühri'den nakledilen diğer bir görüşe göre, bugüne "Büyük hac günü" denilmesinin sebebi, bu günde asıl haccın yapılmasıdır. Küçük hac ise Umre yapmaktır. Taberi, bu görüşün doğru olduğunu söylemiştir. Zira asıl hac gününde yapılan ameller, Umre'de yapılan amellerden daha fazladır. Bu sebeple ona "Büyük hac günü" Umreye'de "küçük hac günü" denilmiştir. Bir kısım âlimlere göre ise, Hac-ı ekber, Arefe günü Cumaya tesadüf eden hac demektir.

3 ﴿