95Cihaddan döndüğünüzde, kendilerini bırakmanız için, Allah’a yemin edeceklerdir. Onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardırlar. İşledikleri günahın cezası olarak varıp kalacakları yer cehennemdir. Siz, cihaddan döndüğünüz zaman, bu münafıklar, kendilerini ayıplamanız için, sizi ikna etmek maksadıyla Allah’a yemin edeceklerdir. Siz onlardan yüz çevirin. Onları, tercih ettikleri İnkârcılık ve nifakla başbaşa bırakın çünkü onlar necistirler. İşledikleri günahlar sebebiyle varacakları yer, cehennemdir. Bu âyetin izahında Abdullah b. Abbas diyor ki: "Resûlüllah’a denildi ki: Sarılarla (Rumlarla) savaşmaz mısın? Belki de sen Rumların liderinin kızını esir alırsın. Çünkü onlar güzeldir." Bunun üzerine iki adam şöyle dediler "Ey Allah’ın Resulü, biliyorsun ki kadınlar fitnedir. Sen bizleri, onlar yoluyla baştan çıkarmış olma. Bize (cihada katılmamak için) izin ver." Bunun üzerine Resûlüllah o ikisine de izin verdi. Bunlar oradan ayrılıp gidince biri diğerine şöyle dedi. "Bu, ancak ilk yiyeni yiyeceği bir yağdır." Resûlüllah yoluna devam etti. Bu gibi izin isteyenler hakkında ona bir şey nazil olmadı. Ancak yolun bir kısmini yürüyüp bazı suların başına varınca Resûlüllah’a şu âyetler indi. "Eğer cihad, kolaylıkla elde edilecek bir dünya menfaati ve istenilen bir yolculuk olsaydı elbette sana uyarlardı..." Allah seni affetsin. Doğru söyleyenleri bilmeden cihada çıkmamalarına niçin izin verdin?.. Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla cihad etmemek için senden izin istemezler. Tevbe sûresi, 9/42-43-44 Âyetleri ve "Onlardan" yüzçevirin. Çünkü onlar murdardılar. İşledikleri günahın cezası olarak varıp kalacakları yer, Cehennemdir." âyetleri nazil oldu. Resûlüllah ile birlikte cihada katılanlardan bir adam geri kalan bu adamlara gitti ve dedi ki: "Biliyormusunuz, sizden sonra Resûlüllah'a Kur'an âyetleri indi?" Onlar da dediler ki "Ne duydun?" O da dedi ki "Bilmiyorum ama âyetin, "Şüphesiz ki onlar murdardılar" dediğini işittim. "Bunun üzerine savsa katılmayan kişilerden "Mahşi" diye isimlendirilen bir adam diğerlerine dedi ki "Vallahi ben, sizinle birlikte geride kalmaktansa bana yüz sopa vurulmasını isterdim." Sonra çıkıp Resûlüllah’ın yanına gitti. Resûlüllah ona: "Seni buraya getiren sebep nedir?" dedi. O da "Resûlüllah’ın yüzünü rüzgar yakarken ben güneş görmeyen yerde mi oturup kalayım?" Bunun üzerine Allahü teâlâ bu Âyetleri indirdi. "Onlardan bazısı, Peygambere "Bana izin ver, beni fitneye düşürme" diyordu' Tevbe sûresi, 9/49 Âyeti ve "Bu sıcakta savaşa çıkmayın." dediler Tevbe sûresi, 9/81 âyeti nazil oldu. "Vallahi ben, sizinle birlikte savaşa gitmemektense bana yüz sopa vurulmasını isterdim." diyen kimse hakkında da şu âyet nazil oldu. "Münafıklar aleyhlerine bir Sûre inip kalblerinde gizlediklerini haber vereceğinden korkuyorlar Tevbe sûresi, 9/64 Resûlüllah ile birlikte bulunanlardan bir münafık ta, mü’minleri kastederek şöyle dedi: "Şâyet bunlar, söyledikleri gibi iseler bizde hiçbir hayır yoktur." Bu kişinin sözü Resûlüllah’a ulaştı. Resûlüllah onu çağırıp "Duyduğum bu sözün sahibi sen misin?" dedi. O kişi de: "Sana kitabı indirene yemin olsun ki, hayır!" diye cevap verdi. Allah, bunun hakkında da "Onlar, söylemediklerine dair Allah’a yemin ettiler. Halbuki onlar, kâfirliğe götüren sözü söylediler. Tevbe sûresi, 9/74 âyetini ve "İçinizde onları dinleyenler de vardır. Allah, zalimleri çık iyi bilir." âyetlerini indirdi Tevbe sûresi, 9/47 Tebük seferinden geri kalan, Kâ'b b. Malik'in oğlu Abdullah b. babası Kâ'b b. Malikin bu âyet nazil olduktan sonra şunları söylediğini rivyat etmiştir. "Allah beni hidâyete kavuşturduktan sonra Resûlüllah’a karşı doğu söylemeden daha büyük bir nimet lütfetmedi. Yalan söyleyip te, yalan söyleyenler gibi bu âyetin beyan ettiği üzere helak olmadım Buhari, K. Tefsir el-Kur4an Sûre: 9 bab: 14 Kâ'bın korkusu âyet-i kerime’nin, yalan söyleyenleri, "Onlar murdardılar" şeklinde vasıflandırınasındandır. |
﴾ 95 ﴿