HUD SÛRESİ

Hud Sûresi, Mekkede nazil olmuştur ve yüz yinni üç âyettir.

Bu sûre-i celile de, diğer bütün Mekki surelerde olduğu gibi inanç konusunu işlemektedir. Surenin giriş kısmında inanç gerçeği açıklanmakta, ikinci bölümünde bu gerçeğin tarih içindeki seyri ve harekeli beyan edilmekte, üçüncü bölümünde de yine inanç gerçeğinin devamı zikredilmektedir.

Sûre-i Celile, İslam inancının hareket ve aksiyonunu bütün beşeriyet tarihi içinde ele alıyor ve Nuh (aleyhisselam) devrinden Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) devrine kadar getiriyor. Ve bütün bu hareketlerin tek bir esasa dayandığını belirtiyor. Bu esas ta yalnızca Allah'ın dinine dayanmak, hiçbir tartışmaya girmeksizin sadece Allah’a ibadet etmektir. Bir de tarih boyunca gelmiş geçmiş Peygamberler vasıtasıyla indirilen emir ve yasaklara göre ibadet etmek ve bu çizgiden hiç sapmadan devam etmektir.

Sûre-i Celile, tarihi seyri içinde Peygamberlerin tevhid mücadelesini beyan ediyor ve Nuh (aleyhisselam)ın kıssasını beyanla Tufanın gelip, gemiye binmeyen İnkârcıları mahvettiğini haber veriyor.

Sonra Hud (aleyhisselam)ın kıssası beyan ediliyor, Salih (aleyhisselam)ın kıssası açıklanıyor ve Şuayb (aleyhisselam)ın kavminin durumu gözler önüne seriliyor.

Kur'an-ı Kerimin muhtelif surelerinde Peygamberlerin, kavimleriyle olan mücadelelerinden bahsedilmekte, onların kıssaları anlatılmaktadır. Fakat Hud süresindeki kıssalar, surenin ana unsurunu teşkil ediyor. Burada, beşeriyet tarihi boyunca ilahi inanç sisteminin hareketi gözler önüne seriliyor.

Sûre-i Celilenin asıl hedefinin, sadece Allah'ın varlığını ispat etmek değil aynı zamanda beşer hayatında, yalnızca Allah'ın rablığının kabulü ve yalnızca onun hükümlerinin geçerli olacağı meselesi olduğu beyan ediliyor.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

1

Elif, Lâm, Râ. Bu Kur'an, hüküm ve hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan Allah tarafından, âyetleri sağlam kılınmış ve sonra geniş olarak açıklanmış bir kitaptır.

Bu Kur'an, kullarının işlerini çevirmede hikmet sahibi olan ve onların menfaatlerini çok iyi bilen Allah tarafından, âyetleri her türlü bâtıl ve bozuk şeylere kanştınlmaktan korunup sağlam kılınmış ve hükümleri açıklanmış bir kitaptır. Bu kitapta, helal, haram, emir ve yasak bellidir.

Taberi, "Âyetleri sağlam kılınmış" ifadesinin müfessirler tarafından iki şekilde izah edildiği söylemiştir:

a- Bu Kur’an’ın âyetleri, bir kısım emir ve yasaklarla sağlam kılınmış sonra bu emir ve -yasakların, yerine getirilip getirilmemesiyle sevap veya cezanın kazanılacağı beyan edilmiştir.

b- Âyetleri bâtıla karşi sağlamlaştırılmış sonra onlarla haram ve helal açıklanmıştır. Taberinin kendisi de bu görüşü tercih etmiştir.

1 ﴿