RA'D SÛRESİ

Ra'd Sûresi kırk üç âyettir. Mekkede mi yoksa Medinede mi nazil olduğu hususunda çeşitli Rivâyetler vardır. Bazı âyetlerinin Mekkede diğer bir kısım âyetlerinin de Medinede nazil olduğu Rivâyet edilmektedir.

Bu Sûre-i Celile, daha ziyadet inanç mevzuunu işlemekte, Allahü teâlânın bir olduğu inancını telkin etmektedir. Mevcudatı yoktan var eden Allahü teâlânın, varlık, birlik ve kudretine delil olarak ta bütün kâinatı takdim bütün bu mevcudatı meydana getirne tek bir yaratıcı olduğunu beyan etmektedir.

Direksiz olarak yaratılmış gökler, Allah'ın takdir edeceği bir güne kadar, tayin edildiği şekilde hareketine devam eden güneş, ay, birbirini takibeden gece ve gündüz, göklere doğru yükselen muhteşem dağlar, durup dinlenmeden akışına devam eden nehirler, çeşitli meyve bahçeleri, ekinler, çeşitli tatlardaki yiyecekler, insanı korku ve ümide sevkeden gök gürültüsü ve şimşek, cenab-ı Hakkı tesbih eden yıldırım, rahmet yüklü bulutlar vb. bütün eşya ve olaylar, Allahü teâlânın birliğine ve sonsuz kudretine delil olarak gösterilmektedir.

Bu sûre-i Celilede, gök gürültüsünün, Allah’ı tesbih ettiği ifade edilmekte ve "Gök gürültüsü Allah’ı hamd ile tesbih eder... Ra'd Sûresi, âyet: 13 buyurulmaktadır. Âyet-i kerime’de, "Gök gürültüsü" anlamına gelen "Ra'd" kelimesi geçmekte Sûre-i Celile de "Ra'd" ismini buradan almaktadır.

Sûre-i celilede, Allah'ın ilminin herşeyi kuşattığı ifade edilmekte, bir dişinin karnında taşıdığı şeyin ne olduğunu, yine rahimlerde artan ve eksilen şeyin de ne olduğunu, Allahü teâlânın, ilm-i Ezelîsi ile bilmekte olduğu ifade edilmektedir.

Sûre-i celilede, kâinatta cereyan eden bütün bu olaylara ibret nazarıyla bakılması öğütlenmekte ve insan idrakini, bütün bu olaylara hakim olan yüce yaratıcının varlığını kabule yaklaştırmakta ve insanı imana götüren yollan aydınlatmaktadır.

İşte bu aydınlığın parıltıları olan yüce âyetlerin teker teker izahı...

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıvla.

1

Elif, Lâm, Mîm, Râ. bunlar, kitabın âyetleridir. Ey Rasûlüm, rabbinden sana indirilen Kur'an haktır. Fakat insanların çoğu iman etmezler.

Ey Rasûlüm, bunlar, sana indirdiğimiz Kur’an’ın âyetleridir. Sana, rabbin tarafından indirilen bu Kur'an haktır. O halde sen, bunun hükümleriyle amel et ve buna sımsıkı sarıl. Fakat ne yazık ki insanların çoğu, bu Kur'ana iman etmezler. İnkârın bataklığına saplanıp kalırlar.

Elif, Lâm, Mîm, Râ. ve benzeri Hurufu mukatta'a hakkında Bakara Sûresi ve diğer Surelerin başında yeteri kadar açıklama yapılmıştır. Ancak Taberi, diğer Surelerin başında geçen, Elif, Lâm, Râ, harflerine ilaveten burada Mim, harfinin de zikredilmesi sebebiyle, Abdullah b. Abbas'dan bu harflerin mânâsı hakkında şu Rivâyeti nakletmiştir. "Elif, Lâm, Mim, Râ'nın mânâsı: "Ben, Allah’ım görürüm." demektir.

1 ﴿