33Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye devri kadınlarının açılıp saçılması gibi açılıp saçılmayın. Namaz kılın, zekat verin. Allah’a ve peygamberine itaat edin. Ey ehl-i beyt, şüphesiz Allah sizi günah ve kötülüklerden arındırıp tertemiz yapmak ister. Ey Peygamber hanımları, evlerinizde durun. Oralarda vakarlı olun. Önceki cahiliye dönemindeki gibi açılıp saçılmayın, böbürlenmeyin, gayri ciddi davranmayın. Farz olan namzlan kılın. Mallarınızdan, farz olan zekatı verin. Allah’ın ve Resulünün emir ve yasaklarında Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i Beyt, Allah sizden kötülüğü ve hayasızlığı kaldırmak ve sizleri günahlardan temizlemek ister. Âyet-i kerime’de "Ehl-i Beyt" ifadesi zikredilmektedir. Hazret-i Ali, Hazret-i Fatıma, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin'in bu ifadeye girdikleri muhakkaktır. Resûlüllah’ın üvey oğlu Ömer b. Seleme diyor ki: "Bu âyet Resûlüllah’a, hanımı Ümmü Seleme'nin (annemin) evinde inince Resûlüllah, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i çağırdı ve onları cübbesinin altına aldı. Ali de arkasında bulunuyordu. Onların hepsini cübbesiyle kapladı ve şöyle dedi: "Ey Allah’ım işte bunlar benim ehl-i Beytim'dir. Sen onlardan murdarlığı gider ve onları tertemiz kıl." Bunun üzerine Ümmü Seleme şöyle dedi: "Ey Allah’ın Resulü, ben de onlarla beraber miyim?" Resûlüllah: "Sen yerindesin, sen hayır üzeresin." dedi. Tirmizî, K. Tefsir el-Kur'an, Sûre: 33,bab: 7, Hadis no: 3205 Enes b. Mâlik diyor ki: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) altı ay sabah namzina Fatima'nın kapısından geçerek gitti. Resûlüllah oradan geçerken: "Ey ehl-i beyt; namaz." der ve: "Ey Ehl-i Beyt, şüphesiz Allah sizi kötülüklerden arındırıp tertemiz yapmak ister..." âyetini okurdu. Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an Sûre, 33, bab: 7, hadis no: 3206 Ancak bu zikredilenlerin Ehl-i Beyt'ten olmaları, bunların dışında bulunan kimselerin Ehl-i Beyt'ten sayılmayacakları manasına gelmez. Nitekim âyet-i kerimeler, Resûlüllah’ın hanımlarını zikretmektedir. Dolayısıyla "Ehl-i Beyt" ifadesine onun hanımlarının öncelikle girmesi gerekir. Ayrıca, Ehl-i Beyt'ten bahseden âyetteki zamirlerin erkek sıygasının kullanılması, ehl-i beyt'in içine, Resûlüllah’ın hanımları ve kızının yanında Hazret-i Ali gibi erkeklerin de girmesindendir. Yoksa Resûlüllah'ın hanımlarını ehl-i Beyt'in dışında kabul etmek için değildir. Nitekim Hazret-i Fatıma da kadındır fakat ehl-i beyt'ten olduğuna itiraz edilmemiştir. Tirmizi, K.Tefsir el-Kur'an, Sûre: 33, bab: 9, Hadis no: 3207-3208. Bu hususta merhum Elmalılı Muhammed Hamdı Yazır, "Hak Dini Kur'an Dili" adlı eserinde şöyle diyor: "Fakat ne tuhaftır ki Şia, âyetin mevzuunu teşkil eden ezvac-i Tahiratı dahi hesaba katmayarak ehl-i beyt'in, Hz Peygamberin kendisiyle, Ali, Hasan, Hüseyin, Fatıma, radıyallahü anhüma'dan ibaret olduğunda ısrar etmek istemişler ve bu yüzden Tarih-i İslam'da çok büyük gürültüler koparmışlardır. "Selman bizden ve ehl-i beyttendir." Hadisiyle, intisab-ı mahsus ile Selman bile ehl-i beytten sayıldığı halde peygamberle beraber beytutet eden (gece gündüz beraber olan) ezvac-ı tâhiratın (Peygamberin temiz hanımlarının) ehl-i beytten hariç sayılması ne garip bir taassuptur! (Hak Dini Kur'an Dili, C.6, S .3892) Alkame diyor ki: "fecrime: "Ey Peygamber ailesi, şüphesiz Allah sizi, günah ve kötülüklerden arındırıp tertemiz yapmak ister." âyetini çarşılarda yüksek sesle okur ve "Bu âyet özellikle Resûlüllah’ın hanımları hakkında nazil olmuştur." derdi. İkrime'nin bu sözü, âyetin nüzul sebebini bildirmektedir. Dolayısıyla bu söze dayanarak ehl-i beyt'e, Resûlüllah’ın kızları ve diğer hanımlarının girmediği söylenemez. |
﴾ 33 ﴿