13Allah'ın, dinden Nuh'a emrettiği, sana vahiyle bildirdiğimiz, İbrahim'e, Mus'ya ve İsa'ya emrettiğimiz: "Dinî ayakta tutun, onda ihtilafa düşmeyin." emrini Allah size de şeriat kıldı. Ey Rasûlüm, davet ettiğin hususlar, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini kendine seçer. İtaatine yöneleni de kendine iletir. Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de, Nuh (aleyhisselam)ı, peygamberlerin sonuncusu olan Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ikisinin arasında geçen, Hazret-i İbrahim, Hazret-i Mûsa ve Hazret-i İsa'yı zikretmiş böylece bu beş peygamberin azimet sahibi olduklarına bizzat işaret buyumnuştur. Âyet-i kerime’de, bu peygamberlere şeriat olarak gönderilen dinin emelinin bir olduğu beyan edilmektektedir ki o da sadece Allah’a kulluk etmektir. Yani tevhid inancıdır. Allahü teâlâ bütün peygamberlerine bu hak dini ayakta tutmayı ve onda ayrılığa düşmemeyi emretmiştir. Hak dini ayakta tutmak, onun hükümleriyle amel etmek suretiyle gerçekleşir. Onda ihtilaf etmemek ise hükümleri arasında ayrılık gözetmemekle tahakkuk eder. Allahü teâlâ, Âyet-i kerime’de, kullan, sadece kendisine kulluk etmeye davet eden tevhid inancının müşriklere ağır geldiğini bu itibarla Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)i dinlemediklerini beyan etmektedir. Buradan anlaşılmaktadır ki, müşriklerin iman etmemeleri, Resûlüllah’ın kusurundan dolayı değildir. Zira Allahü teâlâ dilediği kulunu sevgisine ve dostluğuna seçer, onu Peygamber yahut veli kılar ve kendisine yönelenlere hak yolunu gösterir, peygamberlerine uymaya muvaffak kılar. |
﴾ 13 ﴿