ZARİYAT SÛRESİ

Zariyat Sûresi Mekke'de nazil olmuştur ve altmış âyettir.

Bu mübarek surenin esrarlı bir havası vardır. Onu okuyup kendisini ona verenleri, yeryüzünün basitliklerinden ayırarak semanın yüceliklerine yöneltmekte ve ruhlarda derin izler bırakmaktadır.

Bu esrarlı hava daha surenin başında hissedilmekte, Allahü teâlâ,

-Esip savuranlara,

-Ağır yük taşıyanlara,

-Kolayca akıp gidenlere ve,

-işi taksim edenlere yemin ederek söze başlamakta ve vaadolunan herşeyin gerçekleşeceğini beyan etmektedir.

Allahü teâlâ yine, yörüngeler sahibi göğe yemin ederek, insanların bir takım çelişkiler içinde bulunduklarını bildirmekte ve hakkın dışında yalan haber uyduran kâhinlere ve benzerlerine: "Kahrolsun yalancılar. Onlar, koyu cehalet içine batmış gafillerdir.." buyunnaktadır.

Allah’tan korkan müttakilerin, cennetlerde ve pınar başlarında olacakları beyan edilmekte ve müttakilerin mallarında yoksullar ve muhtaçlar için bir hak olduğu açıklanmaktadır.

Sûre-i celilede Hazret-i İbrahim'e gelen misafirler ve Hazret-i İbrahim'in onlara olan ikramı beyan edilerek Hazret-i Mûsa ile Firavun'un kıssasına kısaca temas edilmekte ve Firavununbaşına gelen felaket bu surede bir kere daha gözler önüne serilmektedir.

Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen felaketler haber verilmektedir.

Allahü teâlâ, cinleri ve insanları ancak kendisine ibadet etsinler diye yarattığını haber vermekte, nzkı verenin kendisi olduğunu, kuvvet ve kudret sahibi olarak da ancak kendisinin var olduğunu beyan etmektedir.

Böylece sûre-i celile genel havasıyla, insanların kalblerini herşeyden çekip kurtararak Allah’a yöneltmekte ve onun dikkatlerini Allah'ın yüceliğini gösteren semalara yöneltmektedir.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

1

Esip savuranlara,

1 ﴿