3

“Allah bu Peygamberi (henüz dünyaya gelip) bunlara kavuşmamış kimselere de göndermiştir. O herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Âyet-i kerime’de, Resûlüllah’ın, henüz ortada olmayan insanlara da Peygamber gönderildiği zikredilmektedir. Henüz mevcut olmayan bu insanlardan maksat, Abdullah b. Ömer, Ebû Hureyre ve Mücahid'e göre Resûlüllah’ın vefatından sonra müslüman olan Farslardır.

Bu hususta Ebû Hureyre (radıyallahü anh) diyor ki:

"Bir gün biz, Resûlüllah’ın yanında oturuyorduk. Ona Cuma sûresi ve dolayısıyla bu âyet nazil oldu. Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü, henüz ortada olmayan bu insanlar kimlerdir?" Resûlüllah cevap vermedi. Ben bu soruyu üç kere tekrar ettim. İçimizde Selman-i Fârisi de vardı. Resûlüllah elini Selman'ın üzerine koydu ve söyle buyurdu: "Şâyet iman Süreyyayıldızında olsa bunlardan bir takım erler veya bir er ona ulaşacaktır." Buhari, K. Tefsir el-Kur'an, Sûre: 62, bab: 1 /Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an, Sûre: 62, bab: 1, Hadis no: 3310

İbn-i Zeyd'e ve Mücahid'den nakledilen diğer bir görüşe göre Resûlüllah hayattayken henüz ortada olmayan ve onun vefatından sonra ona iman edecekleri belirtilen bu insanlardan maksat, Resûlüllah’ın vefatından sonra kyamet gününe kadar İslama girecek olan bütün insanlardır.

Taberi âyet-i kerime’nin genel ifadesinin bu son görüşü tercih etmeyi gerektirdiğini söylemiş ve bu görüşü tercih etmiştir.

3 ﴿