4

Veya yarısından biraz fazla kıl. Kur’an’ı ağır ağır tane tane oku.

Allahü teâlâ, gece namaz kılmayı Resûlüllah’a farz kılınca onu, âyetlerde zikredilen seçeneklerden birini seçmekte serbest bırakmıştır. Buna göre Resûlüllah dilerse gecenin yarısını, dilerse yarısından biraz eksiğini dilerse yarısından biraz fazlasını namazla geçirecektir. Ayrıca Allahü teâlâ, Resûlüllah’a Kur’an’ı okurken tane tane ve ağır ağır okumasını emretmiştir.

Gece namazı sadece Resûlüllah için farz idi. Resûlüllah gece namaz kılarken sahabileri de onunla birlikte namaz kılıyorlardı. Fakat bu namaz onlara zor geliyordu. Bu sebeple Allahü teâlâ Peygamberin dışındaki mü’minlere gece namazının farz olmadığını bildirerek bu konuda onların yükünü hafifletti.

Bu hususta Abdullah b. Abbas diyor ki: "Müzzemmil suresinin baş tarafı nazil olunca müslümanlar bu surenin son âyeti ininceye kadar, Ramazan ayındaki teravih namazı kadar gece namazı kılıyorlardı. Bu durum bir sene devam etti."

Yine Abdullah b. Abbas diyor ki: "Müzzemmil suresinin baş tarafındaki âyetleri, bu surenin son âyeti olan şu âyet neshetmiştir: "... Gece ve gündüzü ölçüp ayarlayan Allah’tır. Gece ve gündüzün bütün vakitlerini ayarlayamayacağınızı bildiği için Allah sizi affetti." Abdullah b. Abbas, Ebû Abdurrahman ve Hasan-ı Basri, müslümanların, gece namazını bir yıl bu kadar kıldıklarını söylerken Katade bir veya iki yıl kıldıklarını, Said b. Cübeyr ise Resûlüllah'ın ve onunla birlikte bir kısım müslümanların, gece namazını, bu Âyetlerde zikredilen şekliyle on yıl kıldıklarını, bundan sonra bu surenin son âyeti indirilerek mü’minlerin yüklerinin hafifletildiğini söylemişlerdir.

Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ) müslümanların Resûlüllah ile birlikte gece namazını nasıl kılmaya başladıklarını beyan ederek buyuruyor ki:

"Resûlüllah'ın bir hasırı vardı. Resûlüllah onu geceleri hücre haline getiriyor ve içinde namaz kılıyordu. Gündüz ise o hasırı serip üzerinde oturuyordu. Bunun üzerine insanlar Resûlüllah'ın etrafında toplandılar, onun kıldığı gibi namaz kılmaya başladılar. Ve sonunda iyice çoğaldılar. Bu hali gören Resûlüllah: "Ey insanlar, amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Zira siz usanmadıkça Allah usanmaz. (Allah hiçbir zaman usanmaz siz usanırsınız.) Allah katında amellerin, en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır." Buhari, K.el-Libas, bab: 43 / Müslim, K.el-Müsafırin, bab: 215, Hadis no: 782 buyurdu.

Taberi ise Hazret-i Âişe'nin bu hadisi Rivâyet ettikten sonra şunlan söylediğim zikretmiştir: "Resûlüllah’a bu surenin baş tarafındaki âyetler inince müslümanlar, gece namazının kendileri için farz olduğunu kabul ettiler. Öyle ki bazıları namaz kılarken ayakta durmak için kendilerini iplerle bağlıyorlardı. Allahü teâlâ bunların, kendi rızasını kazanmak için sıkıntıya girdiklerini görünce bunu onlardan kaldırdı. Bu surenin son âyetini indirerek onların sadece farz olan ibadetleri yapmalarını emretti. Gece ibadetini ise nafile kıldı.

Âyet-i kerime’de Resûlüllah'ın, Kur’an’ı tane tane ve ağır ağır okuması emredil mektedir. Hasan-ı Basri, Katade ve İbn-i Abbas bu ifadeden maksadın, Kur’an’ı açık seçik okumak olduğunu Mücahid ise Kur’an’ı ara vermeden peşpeşe okumak olduğunu söylemişlerdir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur’an’ı iyi anlamak için tane tane ve yavaş yavaş okurdu. Hazret-i Hafsa diyor ki:

"Resûlüllah bir sureyi tane tane okuyordu, öyle ki o Sûre kendisinden uzun olan bir sureden daha uzun hale geliyordu." Müslim , K.el-Müsıfirin, bab: 118, Hadis no: 733/ Tirmizi, K. el-Mevakıt, bab 158 Hadis no; 373

Enes b. Malik'ten, Resûlüllah'ın Kur’an’ı nasıl okuduğu soruldu. Enes: "Resûlüllah Kur’an’ı uzatarak okurdu.." dedi. Sonra Enes "Bismillahirrahmanirrahîm" dedi ve "Bismillah!" "er-Rahmam" "er-Rahimi" uzatarak okudu.

Ümmü Selem diyor ki:

"Resûlüllah Kur'an okurken her âyette durarak okurdu. okur sonra dururdu. Sonra okur tekrar dururdu. de şeklinde okurdu." Tirmizi ,K.Kıraat el-Kur'an, bab: Hadis no 2927 / Ebû Davud ,K.el Huruf, bab: 1 Hadis no: 4001

Kur’an’ı okurken süslü okumak, Kur’an’ı sesiyle güzelleştirmek İslami âdaptandır. Peygamber efendimiz birhadis-i şerifinde:

"Kuranı güzel okuyan kimse, şerefli ve itaatkâr kimselerle (meleklerle) beraberdir. Kur’an’ı sesinizle güzelleştirin." Buhari, K.et-Tevhid, bab: 52 buyurmuştur.

Peygamber efendimiz diğer birhadis-i şerifinde de:

"Kur’an’ı güzel sesiyle okumayan bizden değildir," Buhari, K.et-Tevhid, bab: 44 buyurmuştur.

4 ﴿