ŞEMS SÛRESİŞems sûresi on beş âyettir ve Mekke'de nazil olmuştur. Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle. 1Yemin olsun güneşe ve aydınlığına. Âyette zikredilen "Aydınlık" ifadesinden maksat, Katade'ye göre "Gündüz vakti"dir. Mücahid'e göre ise güneşin ışığıdır. Taberi birinci görüşü tercih etmiştir. 2Ona tabi olduğu vakitte ay'a. İbn-i Zeyd'e göre ay'ın güneşe tabi olma vakti ay'ın ilk yarısıdır. Zira bu müddet içinde ay, güneş battıktan sonra doğar. Diğer yarısında ise güneş ay'a tabi olur. Bu müddet içinde de ay güneşin önünde olur. Abdullah b. Abbas bu âyeti şöyle izah etmiştir: "Gündüzü takibeden ay'a yemin olsun ki" Katade ise bu ifadenin, hilalin görüldüğü günü beyan ettiğini söylemiştir. Zira bu süre içinde, güneş battıktan sonra hilal görünür. 3Onu ortaya çıkarttığı vakitte gündüze, 4Onu örttüğü vakitte geceye. Güneşi ortaya çıkarttığı vakitte gündüze ve güneşi bürüdüğü zaman geceye yemin olsun. Bu iki âyet "Karanlığı aydınlattığı zaman gündüze ve karanlığı bürüyen geceye" şeklinde de izah edilmiştir. 5Göğe ve onu yapana. Bu âyet, göğe ve onu yaratan Allah’a yahut göğe ve onun yaratılışına yemin olsun." şeklinde izah edilmiştir. 6Yer'e ve onu düzeltene. Abdullah b. Abbas bu âyeti "Yere ve onda yarattığı şeylere" şeklinde, Mücahid "Yere ve onu yayana" Ali b. Ebi Talha'nın Rivâyetine göre Abdullah b. Abbas "Yere ve onu taksim edene." şeklinde izah etmişlerdir. 7Nefse ve onu şekillendirene, 8Bak. Âyet 9. 9Sonra da ona kendisi için kötü ve iyi olant öğretene ki nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Yaratılanların ruhuna ve onlara şekil veren ve onlara hayın ve şerri öğreten Allah’a yemin olsun ki nefsi Allah tarafından arındırılıp İnkârcılıktan ve günahlardan temizlenen, kurtuluşa ermiştir. İbn-i Zeyd "Ona kendisi için kötü ve iyi olanı öğreten" âyetini "Kendisinde kötülüğü ve iyiliği yaratan" şeklinde izah etmiştir. Allahü teâlânın, kulunun nefsini arındırması onu İnkârcılıktan ve günah işlemekten temizlemesi ve salih ameller işleterek düzeltmesidir. Kişi günahlardan kaçınır ve salih ameller işleyecek olura işte o zaman nefsini arındırmış olur. 10Nefsinin gerçek yüzünü gizleyen ise hüsrandadır. Allah'ın, nefsini kendi başına bıraktığı ve yardım etmediği kimse ise aradığını bulamaz ve zarara uğrar. Zira o, Allah’a itaati bırakıp ona isyan etmeye başlar. Allah'ın azdırdığı ve saptırdığı bu kimse elbette ki hüsrana uğrayacaktır. Abdullah b. Abbas bu âyet-i kerime’nin baş tarafına "Allah'ın saptırdığı ve terkettiği." şeklinde, Mücahid ve Said b. Cübeyr "Allah'ın saptırdığı ve azdırdığı." şeklinde Katade " Allah'ın günaha düşürdüğü şeklinde izah etmiştir. Zeyd b. Erkam, Resûlüllah’ın şöyle dua ettiğini rivâyet ediyor: "Ey Allah’ım, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlılıktan ve kabir azabından sana sığınırım. Ey Allah’ım, sen benim nefsime takvasını ver ve onu arındırıp temizle. Sen onu en hayırlı temizleyensin. Onun dostu ve mevlası sensin. Ey Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalbden, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan sana sığınırım." Müslim. K.ez-Zikr, bab: 73, Hadis no: 2722 11Semud kavmi azgınlığı ile yalanladı. Abdullah b. Abbas ve Katade bu âyet-i kerime’yi "Semud kavmi Salih peygamberin, kendilerine bildirdiği o yıkıp yok eden azaplarını yalanladılar." şeklinde izah etmişlerdir. Mücahid ve İbn-i Zeyd ise "Semud kavmi isyan ettiklerini yalanladılar" şeklinde izah etmişlerdir. Muhammed b. Ka'b el-Kurezi ise "Semud kavminin hepsi birlikte yalanladılar." şeklinde izah etmiştir. 12Hani içlerinden en azılı olanı (deveyi kesmeye) kalkmıştı. Salih (aleyhisselam)ın mucizesi olarak büyük bir kayanın içinden çıkan ve Semud kavminin içtiği suyu bir gün kendisi içip bir gün Semud kavmine bırakan bu olağanüstü deveyi kesmek için o kavmin en azgın adamı olan Kudar b. Sâlif teşebbüse geçmiştir. Âyet-i kerime işte bu olayı ve bu kişiyi anlatmaktadır. Abdullah b. Zem'a, Resûlüllah’ın bir hutbesini dinlediğini, Resûlüllah’ın o hutbede devenin kesilmesini ve onu kesenin kim olduğunu beyan ettiğini ve şöyle buyurduğunu Rivâyet etmektedir: "İçlerinden en azılı olanı deveyi kesmeye kalkışmıştı." Bu kışı, kavmi içinde kimsenin dokunamadığı güçlü ve kuvvetli birisiydi. Bu kimse Ebû Zem'a gibiydi (Ebû Zem'a Zübeyr b. el-Avvam'ın amcasıdır) Abdullah diyor ki: Resûlüllah daha sonra kadınlardan bahsetti ve buyurdu ki: "Sizden biriniz karısını, köleyi döver gibi dövmeye kalkar. Belki de günün sonunda onunla yatar. Abdullah diyor ki: "Sonra Resûlüllah insanlara, birisinin yellenmesine gülmelerinden dolayı öğüt verdi ve buyurdu ki: "Sizden biriniz, kendisinin de yaptığı şeye niçin güler?" Buhari, K. Tefsir el-Kur'an, Sûre: 91. bab: 1 /Tirmizi, K. Tefsirel-Kur'an, Sûre: 91, bab: 1 Hadis no; 3343 13Bunun üzerine Allah'ın peygamberi onlara: "Bırakın Allah'ın devesini ve su içmesin!" dedi. Salih.(aleyhisselam) kavmi Semud'u, deveye ve su içmesine dokunmamaları hususunda uyardı. Zira daha önce Allah onlara: "Salih şöyle dedi: "İşte mucize bu dişi devedir. Onurf belli bir gün su içme hakkı vardır. Sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır." Şuanı Sûresi. 26/155 buyurmuştu. 14Semud kavmi ise onu yalanladı ve deveyi kesti, Rableri de işledikleri günahları sebebiyle azdbi (başlarına geçirdi ve orayı yerle bir etti. Fakat Semud kavmi, deveye dokunmamalarını emreden Salih peygamberi yalanladılar, deveyi kesmelerinden dolayı başlarına azap geleceğine inanmadılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine rableri, inkârları, yalanlamaları ve deveyi keserek isyan etmeleri yüzünden onları helak etti ve yurtlarını yerle bir etti. O azaptan hiçbir kimse kurtulamadı. Katade diyor ki: "Semud kavminin en azgını olan ve "Ühaymir" diye sıfatlanan kişi, Semud kavminin büyük küçük bütün fertlerinden biat almadan deveyi kesmedi. Bütün kavim, deveyi kesme suçuna iştirak ettikleri için Allah onların hepsini birden helak etti." 15O, bu işin akıbetinden korkacak değildir. Abdullah b. Abbas, Hasan-ı Basri, Katade, Mücahid ve Bekr b. Abdullah bu âyet-i kerime’yi şu şekilde izah etmişlerdir: "Allah, Semud kavmini bu şe-• kütle helak etmenin sonucundan korkmaz. Ziraona bir sorumluluk yoktur." Dehhak ve Süddi ise bu âyeti şöyle izah etmişlerdir: Deveyi kesen o azgın kişi neticenin ne olacağından korkmuyordu. Fakat sonumla Allah'ın azabı gelip onu yakalayiverdi." |
﴾ 0 ﴿