DUHA SÛRESİ

Duha sûresi on bir âyettir ve Mekke'de nazil olmuştur.

Duha suresinden itibaren, surelerin bitiminden sonra tekbir getirilmesi hususunda Taberi herhangi bir şey zikretmemiştir. İbn-i Kesir ise bu hususta şunlar ızikretmiştir: "Ebul Hasen Ahmed b. Muhammed ve el-Bezzî, İkrime, b. Süleyman'dan, İkrime, İsmail b. Kostantin ve Şibl b. Ubad'dan, bunlar da İbn-i Kesir'den o da Mücahid'den o da İbn-i Abas'tan, o da Übey b. Ka'b'dan o da Resûlüllahtan, her surenin sonunda tekbir getirilmesini emrettiğini rivâyet etmişlerdir. Birinci ravi Ebul Hasen kıraatta İmam olduğu halde hadis Rivâyetinde zayıf görülmüştür. İmam Şafii de bu şekilde tekbir getiren birine: "İyi ettin sünneti icra ettin." demiştir. Diğer taraftan kurralar, Duha suresinden itibaren tekbir getirmeyi zikrederlerken şunu Rivâyet etmişlerdir: "Vahyin arası kesilip daha sonra melek, Resûlüllah’a Duha suresini getirince Resûlüllah sevincinden dolayı tekbir getirmiştir. Ancak bunun kaynağını zikretmem işi erdir. Bkz. İbn-i Kezir, C.4, S.521

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

1

Kuşluk vaktine.

Katade bu âyeti mealde verildiği şekliyle izah ederken diğer bir kısım âlimler burada "Kuşluk vakti" diye tercüme edilen "Duha” kelimesinden maksadın, gündüzün tümü olduğunu zikretmişlerdir.

1 ﴿