3

Kureyş, hiç olmazsa alışfınldığı kış ve yaz yolculuğuna ısındırıldığı için bu Kabe'nin rabbine ibadet etsinler.

Surenin başında geçen "İylafihim" kelimesi üç şekilde okunmuştur. Taberi'nin de tercih ettiği birinci kıraat şekli, hemze ve ya harflerinin gösterilmesiyle şeklindedir. Diğer bir kıraat şekli, ya harfi bulunmaksızın "İlafıhim" şeklindedir.

Birinci âyetin başında bulunan "Lam" har-i çerinin bağlı olduğu yer hakkında farklı görüşler ileri sürüldüğü için bu surenin âyetleri farklı şekillerde izah edilmiştir.

Bir kısım müfessirlere göre başındaki harf-i çeri, bu sureden önce geçen fil suresinin sonunda zikredilen "Ceale" yaptı fiiline bağlıdır. Buna göre âyetin izahı şöyledir: "Biz, kış ve yaz yolculuğu yapma nimetimize ilaveten Kureyşlilere bir lütuftu bulunmak için fil ashabını böyle cezalandırdık. O lütfumuz da Kureyşlileri birbirlerine kaynaştırmak ve güven içinde ticaret yapmalarını sağlamaktır."

Diğer bir kısım müfessirlere göre ise deki harfi taccüp içindir. Buna göre âyetin manası şöyledir: Ey Rasûlüm, sen, Allah'ın, Kureyşi, kış ve yaz ticaret yolculuğu yapmaya alıştırma ve ısındırma nimetlerine bakarak onların hallerine hayret et. Onlar kendilerini buna kaptırarak sana iman etmekten geri kalmasınlar. Bu Kabenin rabbine kulluk etsinler."

Diğer bir kısım müfessirlere göre ise başındaki harfii çeri "İbadet etsinler" anlamında olup sonra gelen "Fel ya'budû" fiiline bağlıdır. Buna göre âyetin manası şöyledir; "Allah, Kureyşi birbirine ısındırdığı ve onları kış ve yaz ticaretine alıştırdığı için Kabe'nin rabbi olan Allah’a ibadet etsinler, nankörlük etmesiler."

Taberi buradaki "Lam" harfinin taaccüp manası ifade ettiğini söylemenin daha doğru olacağını, âyet-i kerime’nin manasının: "Kureyşin, kendilerini aç iken doyuran, korkuda iken emniyetli kılan ve Kabenin rabbi olan Allah’a ibadeti bırakıp kendilerini kış ve yaz ticaret yolculuklarına kaptırmalarına hayret edin, şaşın. Onlar bu hallerinden vazgeçip kendilerini aç iken doyuran ve korkudan kurtarıp emniyete kavuşturan ve Kabe'nin rabbi olan Allah’a kulluk etsinler." şeklinde olduğunu söylmiştir.

Taberi, başındaki harf-i çerin, bir önceki suredeki fiile bağlı olduğunu söylemenin doğru olmadığını zira müslümanların, bu surelerin birbirlerinden ayrı iki Sûre oldukları hususunda ittifak ettiklerini, "Lam" harfinin yukarıya bağlı olduğunu söylemenin ise iki sureyi bir Sûre sayma gerektirdiğini bu itibarla da doğru olamayacağını söylemiştir.

Nitekim Abdullah b. Abbas bu âyeti izah ederken şöyle demiştir: "Allah. Kureyşlilere yolculuk yapmalarını yasakladı. Onlara, Kabenin rabbine ibadet etmelerini emretti ve onların yeyip içeceklerini de tekeffül etti. Kureyşliler yaz ve kış yolculuk yaparlardı ve kış ve yaz dinlenemezlerdi. Bundan sonra Allah onları aç iken doyurdu, korku içindeyken güvene kavuşturdu. Onlarda devamlı olarak yolculuk yapmayı bıraktılar. Dilerlerse yolculuk yapıyorlar dilemezlerse yapmıyorlardı. İşte bu. Allah'ın onlara verdiği nimetlerdendir."

İkrime demiştir ki: "Kureyşliler, Basra ve Yemen'e kış ve yaz yolculuk yapmaya alışmışlardı. Allah onlara: "Siz bu Beytin rabbine ibadet edin." diyerek onların Mekke'de kalmalarını emretti."

Âyet-i kerime’de Kureyşlilerin kış ve yaz yolculuğu yaptıkları zikredilmektedir. İbn-i Zeyd ve Kelbi bu iki yolculuktan maksadın yaz mevsiminde Şam'a kış mevsiminde de Yemen'e yaptıkları ticaret yolculuğu olduğunu söylemiştir. Abdullah b. Abbas da bu yolculuğun, Kureyşlilerin, kışın Taiften Mekke'ye yazın da Mekke'den Taife yaptıkları yolculuk olduğunu söylemiştir.

Âyet-i kerime’de "Bu Kabenin rabbine ibadet etsinler" buyurulmaktadr. Müfessirler bu âyeti: "Kureyşliler yolculuk etmeyi bırakıp vatanları Mekke'de ikamet etsinler ve Kabenin rabbine kulluk etsinler. O onların rızkını tekeffül etmiştir." şeklinde izah etmişler diğer bir kısım müfessirler ise: "Kureyşliler ticaretleri için kış ve yaz yolculuğuna alıştıktan gibi bu Kabenin rabbine kulluk etmeye de alışsınlar." şeklinde izah etmişlerdir.

3 ﴿